gün boyu makale yazsam daha az zorlanacağım bir dilekçeyi savcılığa vermek için yazmaya çalışmaktan, sahte insanlardan, ruhunu satmış şerefsizlerden, "ayh sen çok tatlısın yeaa" ve "kanka sen bir tanesin yav" diyen duyguları yalan kendileri ise yalancı insanlardan ve en sonunda en yakınım, canım kanım olan ama en zor günlerimde olmama rağmen bana kahpelik yapmış bir yakınımla muhataplığım sonucunda bu yaşımda, erkek halimle hüngür hüngür ağlayıp, evde herkesin bildiği ama kimsenin dile getirmediği 30 yıllık bir isyanı gözyaşları içerisinde dile getirip daha 5 dakika önce bana salakça tavırlar sergileyen bir iti dumura uğratmamın ardından en sonunda tekelciye gidip 2 bira alıp sözlüğe girdiğimde karşılaştığım sahneye bak...
beyfendimiz.. aman efendim ne beyfendisi? yüce efendimiz demiştir ki görüşmeyi talep eden kızın açık sözlülüğünü itici buluyorum blaa blaa blaa...
bize de görüşelim dediler, sevenimiz de oldu sevdiğimiz de. ah.. çok sevdiğimiz de.. seviyorsan ve de istiyorsan görüşürsün, açıkça ya da ima ederek söylemiş, ne fark ediyor? hayır yani trollük yapıyorsanız trollük bu değil güzel kardeşim, eğer niyetin bu ise bu ebesinin damına paspas attığımın, kurucusunun frontal korteksinin karar verme mekanizmasına soktuğumun sözlüğünde ben 4 yıl adam akıllı, okumaya erineceğin uzunlukta yazılar yazarak trollük yaptım..
efendim bilmemek değil, öğrenmemek ayıptır.
eğer trollük ise amacın, bu tarz bir başlık ve bu tarz iş görmez ve hiçbir çekiciliğin yok evinden çıkamayan, cs go'da sis atan sivilce yuvası kardeşim.
