bergen

entry202 galeri video9
    178.
  1. Yıllar önce ölüp gitmiş kişilerin hikayelerini anlatarak üzerinden para kazanmak iddiası ile film yapılması bana çok saçma geldi öncelikle onu söyleyeyim. Bergen'in yıllar önce eski kocasından gördüğü zulüm ve en sonunda da onun elinden can vermesi bugün ülkemizde güncelliğini korumayan bir kavram mı? Bugün ülkemizde o dönem ile oranla çok daha fazla kadın öldürülüyor. Bergen'in üzerinden de zulüm gören, hunharca öldürülen, katledilen kadınların hikayelerini dikkat çekmeyi de bu adaletsizliğin önüne geçilmesi için faydalı buluyorum.

    Dün akşam filmi de seyrettim. Kadın izleyiciler arasında fenalaşanlar oldu özellikle gösterim sırasında sonradan öğrendiğimize göre bir yakınını cinayete kurban vermiş bir kadını sağlık görevlileri salondan çıkardı. Bergen'in yaşadıklarını da kadınların hissettiklerini de bir erkek olarak bizlerin aynı duygularla kavraması zor. Kadınlar yaşıyor bu işkenceyi, bu zulmü ve bu adaletsizliği, bu çaresizliği. O kadınlar ki ya katledilen eşler, sevgililer, eski eş ve eski sevgililer... Ama bir de kurbanların anneleri var. Onların neler hissettiklerinden ne kadar uzak olduğumuzu anladım gösterim sonrasında. Çünkü yanımdaki kadınlardan biri Bergen için değil de katilinin "mezarında bile rahat vermeyeceğim ona" demesini dikkate alarak mezarına çok sayıda kilit takan annesinden etkilendi. Duvar değiliz tabi erkekler olarak. Ama gerek bu filmden gerekse katledilerek ülkemizin utancı haline gelen kadınlarımızın hikayesini öğrendiğimde hissettiklerim üzüntü, acıma ve kederden ziyade nefret oluyor. Kendi hemcinsim olan birine karşı hiç tanımamış olmama rağmen duyduğum nefret... Bir o kadar da yok etme arzusu.

    Filmi para kazanmak için yapıldığı eleştirilerine hiç katılmasam da elbette ki para da kazanılacak. Bunda yanlış olan şey nedir onu da anlamıyorum. Ama Bergen'in hikayesini bugün öğrenen yeni nesil belki de günümüzün bir kangrene dönüşmüş olan Kadın cinayetlerinin belki de başlangıç hikayelerinden birinin 1989 yılında da var olduğunu görerek değerlendirecek bu durumu. Onu öldüren eski eşinin sadece 7 ay cezaevinde kaldıktan sonra serbest bırakıldığını öğrenecek. 40'lı yaşların sonunda değildi Bergen öldürüldüğünde. 29 yaşını bitirmek üzereydi. Ama yaşadıklarından dolayı, gündemde olmasından dolayı çok daha yaşlı olduğunu düşündü hep insanlar.

    Filmi senaryolaştıranlardan biri de okuldaşım Sema Kaygusuz. Bir kadının hikayesini bir başka kadının kaleme alması isabetli olmuş. Oyunculukları ayrıca beğendim. Karakterim nedeni ile bir süre kusur bulmak için bekledim. Bir süre sonra içine alıyor film sizi zaten. Titanik gibi sonunun nereye varacağını bilseniz bile etkisinde kalıyorsunuz. Ortak yapımcılardan biri de başrolde Bergen'i canlandıran Farah Zeynep Abdullah. Filmin gösterime girmesinden sonra çizgisinden sapmayarak katilini bir canavar olarak nitelendirmekten kaçınmadı. Helal olsun. Filmde almış oldukları karara saygı duyarak ben de adını anmayacağım katili olan hem cinsimin. Ama onu canlandıran Erdal Beşikçioğlu için filmi izlemeden "Nasıl büyük bir risk" diye düşündüm. Sonra filme onu izleyince "Erdal Beşikçioğlu yaaa" dedim içimden. Böyle büyük karakter oyuncularına sahip olduğumuz için ülkem adına gurur duyuyorum. Kaldı ki kendisi "Barda" filminde de pislik bir karakteri canlandırmıştı. Sanatçı olmak güzel şey. Annesi rolünde Tilbe Saran ilk başta en çok tepki gösterdiklerimden biriydi. Ama film ilerledikçe o anne sardı her tarafını. Kadını tanıdık resmen. Her tepkisi, her isyanı her çaresizliğini izleyerek özümsedim.

    Bergen ülkemizdeki sayısız kadın cinayetlerinde bir istatistik değeri sadece. Ne yazık ki böyle. Öyle olmasa bu denli yüksek sayıda kadın kurbana sahip olmazdık. Yasalarımız yetersiz. Kadınlar hakkında gerek dinimizin gerekse Atatürk de dahil hiçbir devlet büyüğünün söylediği sözlerin katilleri üzerinde bir etki olmadığı bir ülkede yaşıyoruz. Kadınlar halen yüksek apartmanlardan atılarak, tecavüz edilerek, yakılarak, parçalanarak, kesilerek, kurşunlanarak, bıçaklanarak, boğularak, işkence edilerek öldürülmeye devam ediyor. Halen onların katilleri takım elbise ile mahkame salonlarında geldiklerinde sadece toprak altına koyduklarının verebileceği affı kanunlardan koparabiliyor. Halen bir insanı hayattan koparmanın karşılığı olamayacak kadar kısa bir süre ceza çekerek özgürlüklerine kavuşabiliyor. Bir cinayetin karşılığı cumhurbaşkanına hakaret ettiği iddia edilen birine verilen cezadan çok daha az. Buna insanın aklı almıyor. Cinayet işleme potansiyeline sahip hastalıklı kişileri tahrik etmekten öte neye yarar ki ?

    Bergen, Mersin'de 30 yaşında girdiği mezarında yine kendisi gibi erkek zulmü ve vahseti ile dünyadan koparılan ve kendisinden az ötede toprak altına konulan Özgecan Arslan'a ablalık yapıyor. Dün 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'ydü. Bu tarihte ülkemizde en çok konuşulan isim Bergen'di. Erkek vahşeti ile yokedilmiş bir kadın. Bu bile ne kadar acı.
    5 ...