bir zamanlar zengin ve yaşlı bir çiftçi varmış. bir gün hastalanıp hastaneye kaldırılmış. kendini biraz iyi hissedince üç oğlunu yanına çağırmış ve onlara bir görev vermiş: 'benim artık şu dünyada fazla vaktim kalmadı. içinizden biri yıllar boyu çalışarak kurduğum bu çiftliğin başına geçecek. aranızda hanginizin bu görevi üstleneceğine karar vermek için, üçünüze de bir miktar para vereceğim. bu parayla ne alabiliyorsanız alacaksınız. ama akşam geri döndüğünüzde aldığınız şey, hastane odamı bir uçtan diğer uca doldurmalı ona göre' demiş.
oğulları hemen işe koyulmuşlar. akşam geri döndüklerinde babaları sormuş. "büyük oğlum, paranla ne aldın?" "iki balya saman alabildim" demiş. sonra saman balyalarını odaya getirmiş ve havaya savurmuş. samanların tamamı yere inmiş fakat odayı dolduramamış. adam:
"peki ortanca oğlum sen paranla ne yaptın?" diye sormuş. oğlu "ben de iki tane yastık aldım" diyerek yastığın içindeki tüyleri bütün odaya dağıtmış. tüyler yere düşmüş ama odayı dolduramamış.
çiftçi, "oğlum, sen paranla ne yaptın?" diye sormuş üçüncü oğluna. delikanlı cebinden bir kutu kibrit ve bir mum çıkarmış. odanın ışıklarını kapatıp mumu yakınca, oda mum ışığıyla aydınlanmış. "paramla bir kibrit ve bir mum aldım, kalan para da cebimde" demiş.
çiftçi, oğlunun bu akıllıca davranışını çok beğenmiş. çiftliğin yönetimini ona devrederek onun aklını ödüllendirmiş.