gerçek yaşanmış bir hikayeyi konu edinen bir film. konusu türkiye ye gelen bir abd vatandaşının 2kg esrar ile ülkeden kaçmaya çalışması ve kaçarken yakalanıp türkiye de yargılanmasını anlatıyor. filmi objektif bir şekilde izledim ancak objektif bir şekilde izleyen bir insanın bile görmezden gelemeyeceği kadar çok fazla aşağılama var. şu mahkeme sahnesine kadar her şey tamamdı ama o sahnede bir nefret kusma seansı sonrasında ise diğer aşağılama unsurları çıkmaya başlayınca ister istemez objektif tavır değişiyor.
filmde bir suçlu var, esrar kaçakçısı. büyük bir suç, insan zehirlemek, esrar satmak ve tabii ki bunun cezası olmalı, olacaktır da. film de bu durum öyle bir sunulmuş ki, sanırsın suçsuz yere içeri atılmış günlerce işkence gören masum, iyi niyetli bir kimse.
elbette ki haklı yanları var, aldığı cezadan sonra cezasının değiştirilip artması ve buna istinaden duyduğu kızgınlık, öfke ancak direkt hakaret olarak değil farklı kelimelerle de yapılabilirdi bu. bu bildiğin nefret kusmak, bir ülkenin tüm milletine.
filmde türk insanı tam bir barbar, mağara ayısı, para kölesi, pis, kötü niyetli olarak sunuluyor ve bu filmde aynı zamanda türk olarak tek bir oyuncu yok. film zaten türkiye de geçmiyor, türkiye ye dair hiçbir şey yok. buradan bile ne kadar yanlı, taraflı bir film olduğu belli oluyor.
daha çok şey var da söylenecek, bu filme bu kadarı fazla bile.