Bugün babamı kaybettiğimizin tam birinci ayı (oysa tam bir yıl gibi...).
insan ölümün ne olduğunu bu yaşına kadar öğrendiğini sanıyor ama en yakınından birisini kaybetmediyse ölümün ne demek olduğunu anlamıyormuş.
Taziyelerde en çok benim içimi okşayan, "yattığı yer incitmesin", "ışıklar içinde uyusun" dilekleri oldu.
Gerçekten de, babamı koydukları o küçük derin kuyuda babam incinmesin, üstüne attıkları o toprak, yattığı beton içini karartmasın...
insan sadece bunları mı öğreniyor? Neden evi doldurduklarını, acınızla sizi yalnız bırakmadıklarının anlamını öğreniyor: siz misafirlerle ilgilenirken, acınızda boğulmayın diye... inanmadığınız dini simgeler, dualar, sizin sığındığınız en anlamlı yeriniz oluveriyor. Artık babasını, annesini kaybetmiş kişiler sizin duygu ortağınız, kaybetmemişler konuyu geçiştirdikleriniz oluyor. Çünkü siz de onlardan biriydiniz ve sizin konuştuklarınız boşunaymış, ölümü yakınında hissetmeyenlerin empati yapması mümkün değilmiş, öğreniyorsunuz...