Cevabını veremeyeceğim soruların çokluğu altında eziliyorum. Ne yapılması gerektiğini bilemeyecek kadar büyüğüm. Çocuk olsa cevaplar, söyler gerçeği. Hiç olmazsa safça kendi soruları vardır, sorar. Kapılmışım önyargılara, kibire; nefsin elinde oyuncak olmuşum. Dünyayı oyun bahçesi gibi görmek onlara yaraşır. Uslanmadığım gibi bir de inatlaşıp duruyorum. Ve sadece bir şeyden gerçekten eminim: Hiçbir şey elimizde değil. Kimisi kesilip biçiliyor, hayatın yaldızlı tarafına yamanıyor; kimi de eğilip bükülüyor, kir paslı bir çit kenarına kamanıyor.