lisedeyken adet olduğu üzere okulcak zümrüte yıllık fotoğrafı çektirmeye gidilir. sıra sözlük yazarlarımızdan birine gelir. fotoğrafçı bir kaç poz aldıktan sonra yazara der ki; elini asker selamı yapar gibi alnının orda bir yere koy. o zamanlar pek acemi olan yazar söyleneni hemen yapar, sanır ki o güzel renkli gözleri ortaya çıksın diye fotoğrafçı eliyle gölge verdirmeye çalışıyor (o nasıl olacaksa). sonrasında resimler alınır ve dumur olunur: o el o fotoğrafta alın üstünde öylece durmakta, üstelik ne gölge var ne asker selamı, ufka doğru bakamayan bir salak var orda.
işte zümrüt.