Çocukluktan beri kafamın bir kenarında var olan bir istek bu. ilk olarak 12-13 yaşlarında başlamıştı şu yaşıma kadar devam ediyor. En büyük etken sanırım aşırı mutsuz bir ailede sürekli hır gür, kavga içinde büyümüş olmak oldu benim için. Eğer ancak böyle bir aile içerisinde büyüdüyseniz ne dediğimi anlayabilirsiniz.
insanın en büyük arzusu biri tarafından tamamen anlaşılmak oluyor tabi çevren senin gibi yetişmediği için hep farklı kalıyorsun onlara göre, ben merkezci olamadığından dışlanan olarak kalıyorsun.
Beni bu düşünceyi gerçekleştirmekten uzun süre uzaklaştıran geleceğe olan bakış açımdı. Yani gelecekte hep mutlu olacağımı her şeyin değişeceğine inandırmıştım. Bunun olmadığını anlayınca çevremi suçladım, sonra başka bir ülkeye taşındım değişen olmadı .Her şeyden uzaklaştım bu düşünceden uzaklaşamadım. Sonra farkına vardım galiba bir şeyler bende kimyasal olarak farklı.
intihar bir hata mı yoksa kronik mutsuzluğa bir çare mi şu an bile emin değilim.
Mücadelenin yanında vazgeçmeyi de bilmeli mi insan ?