17 25 aralık 2013 yolsuzluk ve rüşvet operasyonu

entry13 galeri
    13.
  1. Türkiye, 17 Aralık 2013 sabahı adına "Büyük Yolsuzluk Operasyonu" denilen polis baskınları ile sarsılmıştı.

    Sonradan FETÖ'cü oldukları ortaya çıkan ve birçoğu kaçan polis ve savcıların yürüttüğü operasyonda 89 kişi gözaltına alındı.

    istanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Zekariya Öz'ün koordine ettiği operasyonda o dönemin içişleri Bakanı Muammer Güler'in oğlu Barış Güler, Ekonomi bakanı Zafer Çağlayan'ın oğlu Salih Kaan Çağlayan, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın oğlu Abdullah Oğuz Bayraktar, Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan, işadamları Ali Ağaoğlu, Reza Zarrab ve Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir de gözaltına alınanlar arasındaydı.

    "Rüşvet, görevi kötüye kullanma, ihaleye fesat karıştırma ve kaçakçılık" gibi suçlamalarla başlatılan operasyonu dönemin Cumhuriyet Savcısı Celal Kara ve Mehmet Yüzgeç yürüttü.

    Dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan, soruşturmayı hükümeti ve ekonomiyi hedef alan siyasi bir operasyon olarak değerlendirdi.

    Hükümet yetkilileri operasyonun arkasında Gülen Cemaati'nin olduğunu ve devleti ele geçirmeye çalışan bir 'paralel yapı' olduğunu açıkladı.

    Gün gün yaşananlar ise şöyledi.

    17 Aralık Salı
    `
    Sabah saatlerinde operasyon başladı. Barış Güler, Abdullah Oğuz Bayraktar, Salih Kaan Çağlayan, işadamı Ali Ağaoğlu, Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, Şarkıcı Ebru Gündeş'in eşi Reza Zarrab ve Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan gözaltına alındı.

    istanbul Emniyeti'nde tüm Şube Müdürlerinin makama çağrıldığı haberleri yayılmaya başladı. Gün boyunca hükümet kanadından bir açıklama beklendi ama gelmedi. Konya'da konuşan Başbakan Erdoğan "Bu ülke bize yeter. Hepimize yeter. Kimse operasyona kalkışmasın. Operasyona kalkışanlar bizi karşısında bulur." diyerek ilk tepkisini verdi. Soruşturma kapsamında yapılan teknik takiplere ilişkin çok çarpıcı fotoğraflar ortaya çıktı.

    18 Aralık Çarşamba

    17 Aralık operasyonlarından bir sonraki gün medyaya soruşturma dosyası ile ilgili haberler sızmaya başladı.

    Örgüt lideri olduğu iddia edilen Rıza Sarraf'ın (Reza Zarrab) bürokraside dört farklı bakanla geliştirdiği ilişkiler açığa çıkmaya başladı.

    Rüşvet, kara para aklama, altın kaçakçılığı gibi suçlar işlendiğini gösteren soruşturma detayları sosyal medyaya düştü.

    Barış Güler'in evinde yapılan aramalarda görüntülenen paralar ve para sayma makineleri günün en çarpıcı konusu oldu.

    Halk Bankası Genel Müdürü Aslan'ın evindeki ayakkabı kutusundan çıkan 4,5 milyon dolar, bazı telefon görüşmesi kayıtları ve fotoğraflar medyada yer aldı.

    iktidar cephesi karşı hamlelerini yapmaya başladı ve Emniyet'te operasyonu gerçekleştirenlerin de aralarında olduğu 5 şube müdürü görevden alındı. Yerlerine ise aynı hızla yeni atamalar yapıldı.

    Soruşturmaya imza yeterliliğini zorlaştırmak için iki ek savcı atandı.

    Aklanan paranın 87 milyar euro olduğu iddia edildi. Reza Zarrab'ın üst düzey bir siyasiye rüşvet vererek görevden alınmasını sağladığı iddia edilen emniyet müdür yardımcısı Orhan ince, "Şu anda yansıyanlar bu olayın % 10'luk bir kısmı bile değil" dedi.

    Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç konuşmasında, "Milleti niye sabahın beşinde evinden alıyorsunuz" diye sordu.

    Erdoğan istanbul'a "Ana" uçağıyla geldi. istanbul Emniyet Müdürlüğü'ne atanan Selami Altınok da başbakanın uçağında yer aldı.

    19 Aralık Perşembe

    Şube müdürlerinin ardından istanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın merkez valiliğine atandı. Çapkın'ın yerine Aksaray valisi Selami Altınok getirildi. Gözaltındaki şüphelilerden bazıları adliyeye sevk edildi. Sevk edilenlerden 8'i tutuklandı.

    Samanyolu TV'den transfer edilmiş olan TRT Haber Dairesi Koordinatörü Ahmet Böken ve yardımcısı Ahmet Çavuşoğlu görevinden alındı.

    Görevden almalar hız kesmeden devam etti. Emniyet Genel Müdürlüğü'nde neredeyse tüm daire başkanlıkları ve yardımcılıklarına yeni atamalar yapıldı.

    20 Aralık Cuma

    Emniyet'teki tasfiyeler yayıldı. Mali Suçları Araştırma Komisyonu Başkan Yardımcısı ve eski Masak Başkanı olan Faruk Elieyioğlu, operasyonu hükümetten gizlediği için gerekçesiyle görevden alındı. Aynı gün aralarında bakan çocuklarının da bulunduğu şüphelilerin tamamı adliyeye sevk edildi ve gün boyu ifadeleri alındı.

    Soruşturmayı başlatan ve dosyaya sonradan görevlendirilen 3 savcı , oybirliğiyle Barış Güler, Kaan Çağlayan ve Abdullah Oğuz Bayraktar'ın da aralarında bulunduğu şüpheliler için tutuklama istedi.

    21 Aralık Cumartesi

    Bakan çocukları Barış Güler ve Salih Kaan Çağlayan, iş insanı Reza Zarrab ve Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan günün ilk saatlerinde tutuklandı.

    iki bakanın oğluna yönelik suçlama, "Rüşvet almaya ve vermeye aracılık etmek" oldu.

    ilk günkü tutuklamalarla birlikte soruşturmada toplam 26 kişi cezaevine gönderildi. Bakan Bayraktar'ın oğlu, iş insanı Ağaoğlu ve Fatih Belediye Başkanı'nın da aralarında olduğu şüpheliler ise serbest bırakıldı.

    Hükümet, kendisinden habersiz yapılan operasyonun ardından Adli Kolluk Yönetmeliği'ni değiştirdi.
    Savcıların emrinde soruşturmada görevli polislerin, soruşturmalara ilişkin amirlerine bilgi vermesi zorunlu hale getirildi. Bu adım kamuoyunda büyük tartışmalara ve tepkilere yol açtı. Bazı barolar yönetmeliğin iptali için dava açtı.

    22 Aralık Pazar

    Emniyet'in kapıları gazetecilere kapatıldı ve Türkiye genelinde tüm gazeteciler emniyet müdürlüklerindeki basın odalarını boşaltmak zorunda kaldı.

    Erdoğan, operasyonların ardından yaptığı bir başka açıklamada, "Arkasına karanlık odakları alanlar, çeteleri alanlar bu ülkeye istikamet çizemezler. Arkasına sermayenin, medyanın gücünü alanlar bu ülkeye istikamet çizemezler. Türkiye içinde ve dışında bir takım karanlık çevreleri alanlar, istikametiyle oynayamazlar. Ayarlarımızı değiştiremezler. Türkiye üzerinde operasyon yapılacak, ameliyat yapılacak bir ülke değildir. AK Parti iktidarı buna izin vermez" dedi.

    23 Aralık Pazartesi

    istanbul istihbarat Şube Müdürü Ahmet Arıbaş, soruşturmayı deşifre ettiği, şüphelilere bilgi sızdırdığı iddiasıyla savcılıkça "şüpheli" sıfatıyla ifadeye çağrıldı. Emniyet ise müdürün ifadeye gitmesine "Gerekçesi belli değil, mevzuata aykırı" diyerek olumsuz yanıt verdi.

    24 Aralık Salı

    içişleri Bakanı Güler operasyonlara ilişkin açıklama yaparak "Devlet içinde farklı bir yapılanma var. Ortaya atılan iddialar asılsızdır. Yapılan siyasi mühendisliktir. Savcıların fezleke düzenlemesi kanun dışıdır. Operasyon şantaj için yapılmıştır ve amacı da yerel seçimleri etkilemektir. Bana haber verilmeyebilirdi ama bu ülkenin başbakanı var. Ben de hesap vereceğim, yanlış bilgi verenler de" dedi.

    Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarına ilişkin ilk kez açıklama yaparak şunları söyledi: "Bir yolsuzluk varsa üzeri kapanmaz. Mahkemeler bağımsız ve tarafsızdır. Herkesin yargı sürecine saygılı olması lazım. Kabine revizyonu ile ilgili de başbakan hazırlığını yapıyor, kendisi ile yurda dönüşünde görüşeceğiz."

    25 Aralık Çarşamba

    25 Aralık günü operasyonların ikinci dalgası başladı.

    Ergenekon Savcıları arasında yer alan Savcı Muammer Akkaş'ın gerçekleştirdiği operasyonlarda Başbakan Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan'ın da yer aldığı listedeki toplam 41 kişinin gözaltına alınması girişimi, hükümetin yeni göreve atadığı emniyet görevlilerinin, Akkaş'ın gözaltı talimatını yerine getirmeyi reddetmesi nedeniyle sonuçsuz kaldı.

    Savcılık ile emniyet arasında yetki krizi çıktı. Savcı Akkaş, soruşturmaya engel oldukları iddiasıyla Vali Hüseyin Avni Mutlu, il Emniyet Müdürü Selami Altınok ve sorumlu kolluk kuvvetleri hakkında "Gizliliği ihlal, görevi kötüye kullanma ve delilleri yok etme" gerekçesiyle soruşturma başlattı.

    Gözaltı listesinde yer alanlar, "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yönetmek, ihaleye fesat karıştırmak ve rüşvet vermekle" suçlanıyordu.

    Bu süreçte yeni göreve gelen iç işleri Bakanı Efkan Ala'nın , Başbakan Erdoğan'ın ailesinin güvenliği için özel korumalar görevlendirdiği, olası gözaltına almaları engellediği hatta "Yaklaşan kim olursa olsun vurun" talimatı verdiği basına sızdı.

    Operasyonlardan Gülen yapılanmasını sorumlu tutan hükümet, Gülen hareketinin yürütme ve yargı içine sızdığını, bir "paralel devlet" hüviyetini aldığını söyledi.

    Bakan Erdoğan Bayraktar ise NTV'ye telefonla bağlandı ve tarihe geçen bir açıklama yaparak görevi bıraktığını ancak ne yapıldıysa Başbakan Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla yapıldığını ve onun da istifa etmesi gerektiğini söyledi.

    26 Aralık Perşembe

    Dosya, Savcı Muammer Akkaş'tan alındı. Akkaş, akşam saatlerinde adliye önünde yazılı bir basın açıklaması dağıttı. Akkaş, "Soruşturma yapmam engellenmiştir" dedi. Ardından Başsavcı Turan Çolakkadı, bir basın toplantısı ile Savcı Akkaş'ı soruşturmanın gizliliğini ihlal etmekle suçladı.

    Çolakkadı'nın ardından bu sefer de Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'ndan (HSYK) bir açıklama geldi. HSYK, bir "bildiri" yayımladı ve soruşturmayı bir üst birime bildirmeye mecbur kılan yeni Adli Kolluk Yönetmeliği'nin, davaların önünü tıkayacağını ve Anayasa'ya aykırı olduğunu savundu.

    27 Aralık Cuma

    Kimliği belirsiz bir kişi tarafından Mali Şube'nin bilgisayarlarına girildiği iddia edildi ve buna ilişkin inceleme başlatıldı. Muammer Akkaş'ın yerine soruşturmada bir savcı vekili ve dört savcı görevlendirildi.

    Dosyayı inceleyen savcılardan idris Kurt'un sağlık sorunlarını gerekçe göstererek soruşturmadaki görevini reddettiği öğrenildi. Geriye kalan dört savcı dosya üzerinde çalışmaya başladı.

    Danıştay 10. Dairesi de yargıda krize neden olan "Adli Kolluk Yönetmeliği"nin yürütmesini durdurdu.
    Savcı Akkaş'ın polisin operasyon yapmaması üzerine jandarmaya talimat verdiğine ilişkin yazısı ortaya çıktı. Bu talimatın hazırlandığı ancak jandarmaya iletilmediği belirlendi.

    28 Aralık Cumartesi

    istanbul Emniyet Müdürlüğü'nde bir değişiklik daha yapıldı. Basın ve Halkla ilişkiler Şube Müdürü Zülküf Atılgan görevinden alındı. Yerine Özel Güvenlik Şube Müdürü Seylan Demir getirildi.

    29 Aralık Pazar

    Adalet Bakanı Bekir Bozdağ HSYK'ya "Yetki devri yenilenmesi" isimli yazı göndererek, kurum adına açıklama yapma yetkisinin artık kendi bakanlığında olduğunu bildirdi.

    Euronews Türkçe'den alıntılanmıştır.
    1 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük