istanbul barosu

entry46 galeri
    44.
  1. 2021 eylül-ekim baro dergisi'nin önsözünde cavit-19 kapsamında dayatılan hukuksuz kısıtlamaların genişletilmesi çağrısında bulunduğu görülen baro. Özgürlükleri savunması, haklarımızı koruması gereken kurumun yaptığı şeye bak.

    "Uzmanlar hastalığın seyrinin özellikle aşı olmayan kişiler arasında ağır seyrettiği konusunda hemfikir." diyor önsözde.

    Hayır, uzmanlar arası böyle bir hemfikir olma durumu mevcut değil, aksi yönde fikir belirten uzmanların baskın medya ve sağlık endüstrisi kuruluşlarınca susturulması uzmanların hemfikir olduğu anlamına gelmiyor.

    M-rna aşılarının mucidi Robert Malone ve basel üniversitesi araştırma görevlisi immünolog dr. korcan ayata ilk aklıma gelenler. Daha böyle nice uzman mevcut.

    Uzmanlar bir kenara, aşı olmadığı halde hastalığı 3-4 gün yatarak geçirip atlatan milyonlarca insan mevcut. Ben de bunlardan biriyim. Yine aynı şekilde çifte doz aşı olduğu halde hastalığı çok zor atlatan çok sayıda insan da mevcut ama nedense bu durumu dillendirmek niyetinde değilsiniz sanırım.

    "Peki ya Adliyeler? Aşı olmayan bir kişi hem kendisini hem de hastalığı bulaştırma potansiyeli taşıdığı için çevresindeki insanları tehlikeye sokuyorsa bu kişinin bu hali insanların en çok uğrak yeri olan Adliyeler için de bir sakınca oluşturmuyor mu?"

    Aşı olanlar da yine hastalığı bulaştırma potansiyelini taşıyor, aşı olanların hastalığı bulaştırma potansiyeli taşımadığı yönünde hiçbir açık bulgu mevcut değil. Yani özellikle "aşısızların" başka insanları tehlikeye sokması gibi bir durum söz konusu değil. Dolayısıyla hayır, sakınca oluşturmuyor.

    "HES kodları üzerinden inceleme yapılarak aşı kartı olmayanlardan Adliyeye girişlerde hastalığın negatif test sonucunun istenmesi kaçınılmaz gibi görünüyor."

    Hayır, kaçınılmaz gibi görünmüyor. Adliyeler sizin babanızın çiftliği değildir; onbinlerce insanın miyokardit ve guillain-barre sendromu gibi hastalıklara yakalanmasına sebep olan, 10 yıl sonraki etkileri bilinmeyen, faz-3 deneyleri tamamlanmamış deneysel sıvıları kendine enjekte ettirmek istemeyen makul insanları öyle kafanıza göre ekmeğinden edemezsiniz.

    Virüse maruz kalındıktan itibaren %99 yaşam oranlı bir hastalıktan dolayı ne idüğü belirsiz sıvılarla Vücut bütünlüğünün ihlal edilmesini istemeyen insanları, sürekli test yaptırma vb angaryalar yaratarak temel çalışma alanlarından uzak kalmaya zorlayamazsınız.

    Ne yazık ki medikal faşizm kavramından bihabersiniz. Bir şeyi bilmemek ayıp değildir ancak bu denli önemli bir kurum bilmediği, yeterince araştırmadığı konularda ahkam kesmeyecek ihtiyatlı olmakla yükümlüdür.

    başta da söylediğim gibi, yargının savunma boyutunu temsil edenlerin meslek örgütü olarak, ve dünyanın en kalabalık barosu olarak istanbul barosu, vücut bütünlüğü ve çalışma hakkı dahil olmak üzere hakların ve özgürlüklerin savunucusu olmakla yükümlüdür.

    Güvenlik için özgürlüğü ölçüsüzce feda etmenin sonucu diktatörlüktür, ve diktatörlüğe karşı koymanız için o diktatörlüğün illa tayyip'in diktatörlüğü olması gerekmez.

    Umarım bundan sonraki önsözlerinizi bu durumu dikkate alarak hazırlarsınız.

    edit: önsöz burada, sayfa 12/573.

    https://www.istanbulbaros...ilt:-95-Say%C4%B1:-2021/5
    1 ...