konudan bağımsız olarak, birşeyden bahsettiğin anda o şey var olur. vardır/yoktur didişmesi bu nedenle verimsizdir, hiçbir bilgi kazandırmaz. mesele ortaya konan - ve ortaya konduğu an varoluşu tamamlanan - her ne ise bunun hangi düzlemde, ne koşulda var olduğu meselesidir.
misal, pamuk prenses: vardır, çünkü hakkında konuşuruz, hayal alemimizi kaplar, zamanımızı alır, çocuklara kitapları alınır vs. eğer yok olsaydı bu kadar yer, para ve zaman işgal edemezdi. peki ama nerede ve nasıl var bu pamuk prenses? elma ile yanyana koyabilir miyiz mesela? cümle içinde elma ile pamuk prenses yanyana gelir; ama fiziksel, formu olan bir elma ile yanyana gelebilir mi? hayır. demek ki fiziksel elma ile hayal ürünü pamuk prenses başka varlık alemlerine aittir, ama cümle içinde yanyana gelebildiği için dil aleminde 'kelime olarak' aynı düzleme aittirler.
ırk meselesi de aynı: kan grubu, amino asit veya organlar aleminde ırkları tespit etmek mümkün değil, ama bu uğurda didişen insanların olması ırkların sosyal ve kültürel düzlemde birer vakıa olduklarını gösterir.