Herkes dizide mantık hatası var demiş. Sebebi de Fatma'nın çat çat adam öldürüp kesinlikle yakalanmaması. Tamam da, bu ülkede bu Fatma'nın adaşı olan bir kadın öz kardeşini sevgilisiyle öldürüp, müge anlı'nın programında zerre kadar utanmadan "çiçek gibi suladık" demedi mi? Bu kadın elini kolunu sallayarak aramızda gezmeye devam ediyor. Karısı Güldane Biçer'i 10 yıl önce katleden kocası anca bu yıl cezaevine tıkılabildi. Dizideki Fatma'nın yakalanmamasında şaşılacak bir şey yok. O kadının seri katil olabileceğine kimse ihtimal vermez çünkü.
Gelelim asıl konuya. Otizm konusunda farkındalık yaratması bakımından çok anlamlı bir dizi. Minik Oğuz'un monoton sesler çıkararak bağırması bir süre sonra gerçekten rahatsız ediyor. Çocuk annesine muhtaç, okuldaki çocuklara şiddet uyguladığı için istenmiyor, çocuğu öz babası bile istemiyor. Fatma'nın oğlunu arabaya doğru itmesinin bilinçli bir kötülük olduğunu düşünmüyorum. Kadın telefonda konuşurken Oğuz'un huysuzlanması nedeniyle sabrı taşıyor ve bir anlık refleksle çocuğu itiyor. işte tam da bu noktada evlat sevgisi ve etik konularını sorgulatıyor. Fatma evladını mutlaka çok seviyor fakat problemi olan bir çocukla uğraşmanın bezginliği ve yorgunluğunu da yaşıyor. Oğuz masum, kesinlikle ölümü hak etmedi. Melek çünkü. Ancak Fatma bu konuda suçlu mu? Bu kararı senarist bize bırakıyor. Annelik daima koşulsuz sevmeye dayalı mıdır diye de düşündürüyor. Sonra minik Oğuz'un gelecekte yaşayabileceği pek çok sorundan kurtulmuş olduğunu düşünüyoruz ama bu noktada da vicdan azabı yüklüyor. Dizide en ilginç kısım buydu. Tam anlamıyla vicdan muhasebesi yapmaya neden oluyor.
Dizide çocuk istismarı konusunda hassasiyet gösterilmesi çok iyi olmuş. Bu açıdan şahsiyet adlı diziye benziyor. Fakat Fatma'nın kocası Zafer'in, karısının hiçbir suçu olmadığı halde "seni bakire olmadığın halde aldım" minvalinde konuşması iğrençti. Küçük Bir kız çocuğunun tecavüze uğraması değil, bakire olmamasının konuşulduğu rezil bir köylü zihniyeti var. Ülkenin kanayan yaralarından biri de bu. Köy denen yerlerin Anadolu'nun kanser hücreleri olduğunu çok güzel izah etmiş.
Ayrıca Fatma'nın kira ödeyemediği ve güzel bir kadın olduğu için ev sahibi olan akrabasının tacizine uğraması ve ev sahibinin karısının içten pazarlıklı, kötü kalpli biri olması da ilginç ve gerçekçi bir detay olmuş.
Gayet güzel ve doğru tespitler içeren bir dizi.