Bilimin dogmadan farkı tartışılabilir oluşudur ve tarih de bir bilimdir. Bu nedenle tarih tartışılabilir. Bilindiği üzere barika-i hakikat müsademe-i efkardan doğar, yani gerçeğin kıvılcımları zıt fikirlerin çarpışmasından ortaya çıkar. Tarihi tartışmaya açmak neden rahatsızlık oluşturuyor? Ecevit dahi ülkede resmi tarih ve gerçek tarih olarak birbirinden münferit iki ayrı tarih olduğunu dile getirmiştir. Tarihimizi tartışalım, bunda ziyan var mıdır? 82 milyon insan içerisinde bırakın biri de farklı bir şey söylesin yahu, hepimiz aynı fabrikadan çıkmış tuğla mıyız? Biri de çıkıp müstakil, karşıt bir şey düşünemez mi? Bunun aksi insan haklarına aykırıdır. Cumhuriyetin ilk yıllarında yaşananları, yunan batı trakya daki türk ve müslüman azınlığa yaşatmamıştır. Yunan, azınlık müslüman nüfusun ne yazısına karışmış, ne camisine karışmış, ne ezanına karışmış ne de ahkam-ı şahsiyeye teallük eden hususlarda yargısına karışmıştır. Bunu insan hakkı olarak görmüş, dokunmamıştır. insan, haklarıyla insandır. Tüm bu inkilaplar yapılırken halka sorulmuş mudur? Sorulduysa neden gizli oy açık sayımla icra edilen ilk seçimde sandığa gömülmüştür?