nihat genç

entry1344 galeri video29
    39.
  1. engin ardıç'tan aldığı ayarlardan sonra akşam gazetesinden ayrılan yazar. aynı gazetedeyken laf söyleyemediği engin ardıç'ı ayrıldıktan sonra topa tutmuş, "her panelde, her televizyon tartışmasında yüz yüze konuşmaya, tartışmaya hazırım" demiştir.

    yine bol bol ben bağımsızım, benim daha evim yok, ben kahvede takılıyorum oysa bunlar boğaza karşı viskisini yudumlayalar, hepsi satılmış halk düşmanları gibisinden edebiyatına devam etmiş.

    kendi ağzından dinleyelim;

    "Gazeteden bazı arkadaşlar telefon edip "Ya Nihat, hiç değilse bir evin oluncaya kadar yazmaya devam etseydin" diye beni iknaya çalıştılar. Onursuz bir insanın evi olsa ne olur? Onursuz bir insanın ülkesi olamaz, onursuz bir insan yazar olamaz. Ben, bağımsız yazarlığım, bana iade edileceği güne kadar burada bekleyeceğim. Büyük medyada yazacağım diye, bu üslubu duymazlıktan gelemem. Ha, bir de şu var: Engin Ardıç 53 yaşındaysa, ben de 50 yaşındayım. Ondan çok daha fazla kitabım var ve kitaplarım yüzbinlere ulaştı. Ayrıca şöhret ve tanınma bir değerse, ki yıllarca şöhretin her şey olduğunu onlar Türkiye'ye öğrettiler, ve bu şöhretlerini medya patronlarının önüne koyup 10 binlerce dolar maaş aldılar, şimdi ben onlardan daha şöhretliyim. Daha çok tanınıyorum. Üstelik onların şöhreti, Antep baklavası gibi bir şöhret. Benim şöhretim, yazarlıkla, ahlakla, siyasetimle ilgili bir şöhret. Hepsine hodri meydan diyorum. Önümüzdeki 10 yıl, gerçek yazarlarla bitler ve böcekler şüphesiz ayrışacak, bu tahtakurularının medyada bu kadar zaman neden ve kim tarafından yazdırıldığı, genç nesil ve halk tarafından sorgulanacaktır. Ben ülkemi ciddiye alıyorum. Savaşım, ölünceye dek sürecek."

    (gerçekten gözyaşlarıma hakim olamıyorum şu an, bu devirde böyle insanlar kalmış mı ya?)

    Gazete sana iki blok yani iki köşe yazarından daha fazla yer ayırmasına rağmen yazılarını sığdıramadığını, bu yüzden yönetimden sürekli uyarı aldığını neden bizimle paylaşmıyorsun?

    köşe yazarı olamadığı, gazetenin formatına uygun kısa yazılar yazamadığı, hakaret etmeden sayfa dolduramadığı, yazılarının akşam gazetesinin okuyucusu tarafından pek de rağbet görmediği için ayrılacak hali yok ya. satılmış halk düşmanları yüzünden ayrılmış, yürü be!
    Aslında ben senden "aşağılık, kan emici kapitalistler üç kuruş daha fazla reklam alabilmek için, benim yazılarımı sansürlüyorlar!" gibi bir çıkış bekliyordum ama sen başka bir bahane bulmuşsun.

    eskiden "en azından farklı, aykırı bir ses. bakalım ne demiş" der seni dinlemeye çalışırdık. Ne sağcı ne solcuydun farklı bir fikriyatın, aykırı bir tarzın vardı. Yaramaz ama zeki bir çocuk, bitirim ama özünde iyi bir delikanlı olarak görülüyordun. bu yüzden küfür ettiğin asaf savaş akat bile yazılarını okuduğunu söylemiş. Sende karşılık olarak tekrar küfür etmiştin.

    son yıllarda iyice kontrolden çıktın, ona buna sataşmaktan, düşünce içermeyen sloganlarını tekrar tekrar söylemekten başka birşey yapmaz oldun. üçüncü sınıf yeşilçam filmleri gibi sadece insanların en basit duygularına sesleniyorsun. Yazılarına baktığımda fransız devriminde halkı galeyana getirmek için salt ajitasyon amaçlı yazılar yazan o gazetecileri hatırlıyorum. Ama devrim döneminde değiliz artık. Neden normalleşemiyorsun? ağzından salyalar akıtmadan, ona buna hakaret etmeden, adam gibi fikirlerini söyleyeceğin günleri göremeyecekmiyiz? üslup içeriğin aynasıdır diye bir söz duymadın mı?

    Faşizan tutumun yüzünden iletişim yayınlarından şutlanınca da aynı tarzın ile murat belge ve diğerlerini eleştirmeye kalkmıştın. Insanlar seni muhattap Kabul edip cevap bile vermemişti.

    Neden insanlar seni ciddiye almıyor? neden entelektüel biri ile oturup muhabbet bile edemiyorsun? Azıcık siyset bilimi bilen, biraz ekonomiden anlayan herkes neden senin adın geçince seni sevseler bile yüzlerindeki tebessüme engel olamıyorlar? Fark etmedin mi bunları?
    Yoksa bunları farkettiğin için mi gittikçe daha hırçınlaşıyorsun?

    neden yazıların yığınlar tarafından bayrak yapılırken entelektüel camiada kese kağıdı olarak bile kullanılmıyor?
    Neden lise ve üniversite ögrencileri sana bayılırken, hiçbir akademisyen seni ciddiye almıyor? Bunları hiç düşündün mü?
    (neden olacak alayı satılmış vatan haini de ondan)

    hayatın boyunca varoş delikanlıları için mi yazı yazacaksın? Bunu senden başka da bir çok kişi yapabilir. senin birikimine, yeteneğine yazık değil mi?

    lise solcuları yetmeyince lumpen milliyetçilere de seslenmeye başladın bakalım ilerde neler yapacaksın. (bağımsızsın sonuçta)

    emperyalizme karşı çıkmak için bir anadolu geyiğidir tutturdun, kapitalizmi eleştirmek adına lonca sistemini savunmaya kalktın, başkası söylese kıçımızla gülerdik. o kadar kitabı bunları söylemek için mi okudun?

    uzun zaman, leman dışında hiçbir dergide yazmadığını-yazmayacagını- söyledin. bu durumu bir övünç kaynağı olarak görüyor, sürekli teklifler almana karşın medyada senin beklentilerini karşılayabilecek bir mecranın bulunmadığından dem vuruyordun.
    sonra birgün arkaik adamların grotesk fikirlerini kustugu o dergide yazdığın haberini aldık. beklediğin, aradığın; kafandaki ideal yayın organı bu muydu?
    hayalini kurdugun yer bu kişilerin yanı mıydı?

    Yıllarca büyük gazetelerde yazanlara küfür ettin, patron yalakaları dedin. Bana ne teklifler yapılıyor Kabul etmiyorum diyerek okuyucuyu tavlamaya çalıştın. Sonra bir sabah akşam'da karşımıza çıktın. Akşam'ın sahibi, bir zamanlar dünyanın en zenginleri listesine giren mehmet emin karamehmet değil miydi? Program yaptığın skytürk de aynı adamın değil mi? biz mi yanlış biliyoruz?

    (Benim için bunların hiçbiri yanlış şeyler değil. Mesleğin yazarlıksa tabii ki kaleminin gücüne, kafanın hacmine göre para kazanacaksın, bunda bir ahlaksızlık yok. Ama kendi kurallarını kendin koydun ben bunlar üzerinden konuşuyorum.)

    Belkide ilk kez senin tarzına yakın biri ile karşılaşmıştın, hayatında ilk defa yazar kişiliğin bir mücadeleye girecekti, ilk defa ateş ettiğin kişi sana karşılık veriyordu. Ilk defa senin seviyene inmekten gocunmayacak bir rakip vardı karşında.

    Yazarlık kariyerini ona buna hakaret etmek, vasatın çığlığını dile getirmek üzerine kuran sen ise en ufak bir eleştriyi bile hazmedemedin karşı eleştiri de yapamadın. çünkü oyun da seyirciler de senin alışık olduğun türden değildi hemen eski mekanına kaçtın eski silahlarına sarıldın. orada sahte de olsa bir nezaket vardı, sen bunu bile beceremedin, rahat rahat küfür edebildiğin ortamına geri döndün.

    Neden karşı çıkamadın? esprili bir eleştiriydi sadece. neden sen de köşenden karşılık vermedin? Insanlar boktan yazarlar yüzünden polemiği kötü bir şey zannetmeye başladılar. Fena mı olurdu adam gibi bir kapışma izlerdik.

    Hatırlarmısın bir zamanlar senin onda birin bile olamayacak bir yazarımsı senin ayşe arman'ı eleştirmen üzerine "bunlar köy çocuğu. sarışınlara özel ilgi duyarlar, elde edemeyince böyle şeyler yazmaları normal" gibi bir yorun sıçmıştı. Ben, o ve onun gibilerini hiçbir zaman eleştirmedim, muhattap alınacak kişiler olmadıkları için. Ama sende bir umut ışıgı vardı gençliğine verip, olgunluk dönemini bekliyorduk ama sen söylüyorsun yaşın elli olmuş. çoktan olgunlaştın, çürümeye başladın.
    Bunları seni sevmediğim için değil, senden umudumu kestiğim için yazıyorum.

    Not: Seni anlayabilmek için "insan" olmak gerekiyormuş. Biz "hayvan" olduğumuzdan seni anlayamadık. Kusurumuza bakma.

    (okuyucularını da kendine benzetiyorsun ya işte ben asıl ona üzülüyorum)
    11 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük