Ve yine geldi o gün... Kaç oldu? 5... Elimle sayarken fark ettim, gidişinin ardındaki yılları sayarken artık iki elime de ihtiyacım olacak. Bana örgü örmeyi öğrettiğin günkü gibi bakakaldım elime anneanne. Milyonlarca yıl geçmiş gibi ama bir o kadar da yakın sanki...
Bir kaç gün sonra senin son kez çıktığın bu evden biz de çıkıyoruz. Bazen düşünüyorum keşke olsaydın şimdi diye, sonra utanıyorum bencilliğimden. Seni özlemek çok garip biliyor musun? Kimseye benzemiyor. Bir arko krem kokusunda ya da gül suyunda seni bulmak... Hem canımı acıtıyor hem de o kadar iyi geliyor ki... Sanki o yünden dokunmuş gül kurusu eteğinin üzerine yatıyormuş gibi hissediyorum. Tek sorun gözümü açtığımda karşımda teyzemin yaptığı o yağlı Boya tablo yerine kocaman bir boşluk bulmak.
Seninki gerekli fakat hiç istenmeyen bir ölümdü. Üzgünüm koca bebeğim...
Ekleme: a anneanne sütlaç yapmayı öğrendim. Hani hep sen yapardın da kimse senin gibi yapamazdı ya... Bir de benimkine bakar mısın? Belki ben başarmışımdır. Çok ihtiyacım var senin sütlacına.