an itibari ile tükettiğim three extremes filmdir kendisi..
irdelediğimde ilk insan ırkının doğasında bulunan fakat evrimsel süreçte keşfettiği bazı insani duygular-hisler sonucu en derinlere bastırdığı-bu bastırma sonucu unuttuğu bu vahşi duyguların binlerce; belkide milyonlarca yıl sonra uzakdoğulu yönetmenler tarafından dışa; yani beyaz perdeye vurumudur bu 3 sıradışı film.
hala daha o vahşi duyguları en derinlerde saklamaktayız-saklamalıyızda sonsuza dek, fakat bu evrimsel süreçte bastırılmış-bastırılmak zorunda bırakılmış (bu zaman toplum kavramının oluşmaya başladığı döneme denk geliyordur tahminimce) bu vahşi duyguları gerek psikolojileri bozulmuş-bozulmak zorunda bırakılmış (burda yine toplum kavramı devreye giriyor fikrimce) gerekse yaşadığı doğa üstü olay ve anlar olan bazı insanlar günümüzde de bu vahşi duyguları aynı ölçüde ya da filtreli bir boyutta daha açık yüzeylerde barındırıyor.
bu da gösteriyor ki insanlık vahşi kelimesinden türeyen vahşet kavramını canlı tutmaya devam edecek.. hatta canlı bir de örnek verelim tam olsun;
bu insanlar içimizde var; her gazetenin 3. sayfasında bu insanların baş rol aldığı bu vahşet; bu insanlar yine bu insanlar tarafından parsellenen bu 3.sayfada hala soylarını devam ettirmekteler..