william kingdon clifford'a atfedilen ''bir şeye yetersiz delile dayanarak inanmak, herkes için, her zaman ve her yerde yanlıştır.'' sözü dikkate alınarak doğru inancın doğruluğuna ahlaki bir özellik verildiğinde, yani; doğru inanç, bir önermeye yeterli delile dayanarak inanma olarak tanımlandığında sokrates'ın ''doğru inanç bilgidir.'' tanımına yaptığı itirazdan ve edmund gettier'in ''gerekçelendirilmiş doğru inanç bilgidir.'' tanımına yaptığı itirazdan etkilenmeyen bir ''doğru inanç bilgidir.'' tanımı elde edilir.
"doğru inanç bilgidir." tanımından hareketle tanrı'nın varlığı ve tekliği ispatlanabilir:
1.) doğru inanç vardır.
2.) doğru inanç, doğru inananın inancıdır.
3.) doğru inanan vardır.
4.) doğru inanç bilgi, doğru inanan bilen'dir.
5.) bilgi ve bilen vardır.
6.) bilgi, bilen'in bilmesiyle var edilir: bilen, bilgiyi var edendir. bilgi, bilen tarafından sürekli var edildiğine göre; bilen, var eden'dir.
7.) bilen ve var eden, her şeyin bilen'i ve var eden'idir.
8.) ancak zamanı, mekanı, gökleri ve yeri kuşatan; her şeyin bilen'i olabilir.
9.) zamanı ve mekanı, gökleri ve yeri kuşatan en yüce'dir, en büyük'tür, tek'tir.
10.) bilen ve var eden; en yüce'dir, en büyük'tür, tek'tir.
11.) en büyük, en yüce ve tek olan tek tanrı'dır, allah'tır.
Edit:
"S gibi bir özne p gibi bir inanca rastgele sahip olsun ve bu inanç doğru olsun. bu durumda s öznesi bir bilgiye sahiptir demek şöyle bir duruma yol açardı:
bir hakim, bir davada kimin suçlu kimin suçsuz olduğunu belirlemek için yazı-tura atsın. paranın düşen yüzüne göre hakim, x kişisinin suçlu olduğuna inanmaya başlasın ve hüküm versin. tesadüf o ki, x kişisi gerçekten de suçlu olsun.
sonuç;
hakim doğru inancına rağmen kimin suçlu olduğunu biliyor mudur?"
ben, doğru inancı yeterli delile dayanarak inanma olarak tanımlamıştım. Çünkü bir önermeye yeterli delile dayanarak inanmak doğru inanmak, yetersiz delile dayanarak inanmak yanlış inanmaktır. yukarıdaki örnekte hakimin yeterli delili var mıdır? hayır. yani; hakimin doğru inancı yoktur. hatta, bir şeye yetersiz delile rağmen inanmak yanlış olduğundan; örnekteki hakimin yanlış inancı vardır.