taş kaya toprak deniz dere ağaç çiçek böcek hayvan olan yer mi?
etrafı sınırla çevrili bir yaşam alanı mı?
ideoloji, din, kimlik tasviri olan bir tema işlenmiş bez parçası ile temsil edilen kara parçası mı?
belli bir sosyal mutabakat yapılmış ve adına anayasa hukuk denilen ilkeler ile yönetilen bir bölge mi?
inanın bunların hiç bir anlamı yoktur.
eğer ülke yurt denen şeyin anlamı olsaydı orta asya'da göktürk uygur, hindistan'da babür, afrika'da memlük, orta doğu'da selçuk, anadolu'da osmanlı, avrupa'da hun vb 3 kıtada onlarca devlet, onlarca bayrak türk tarihinde olmazdı.
yurt kutsal olsaydı türkler-türk kültürü orta asya'dan 3 kıtaya yayılmaz, orta asya da lokal olarak kalırdı.
cumhurbaşkanlığı forsunda olan yıldızlar süs için konmadı.
ya da size espri malzemesi olan, cumhurbaşkanlığı makamında kurulan türk devletlerini temsil eden, cumhurbaşkanlığı muhafız alayından askerler bu devletlerin kültürlerini hükümranlığını temsilen üzerine giydiği formalar ile poz verdiğinde birileri "bu hangi devlet-beyliği temsil ediyor? duşakabinoğulları eheeheehe" diye kaftanı bornoza benzetmesinde unuttuğu asıl gerçek; 3 kıtada onlarca devlet kurmuş türk halkıdır.
evet, onlarca devlet kurduk ve onlarca da devlet yıktık.
ingiliz deyişi (ingilizler, hindistan'ı hintlilerden, mısır'ı da araplardan alıp sömürge yapmadı. türklerden alarak yaptılar) olan "iki yahudi bir araya gelince şirket kurar, iki türk bir araya gelince devlet kurar" gerçeğinde eksik olan "bir türk cihana bedeldir, iki türk bir birine eceldir" gerçeğidir.
neyse ki elimizde sadece bir türkiye cumhuriyeti ile kuzey kıbrıs türk cumhuriyeti ile bir kaç orta asya cumhuriyetleri kaldı da bir birimize ecel olacak kapasitemiz yok.
diyeceğim; ülke değil, insanlar önemlidir.
insan faktörünü düşünmeden ilk önce insana yatırım yapıp insanı geliştirmeden ne bilim ne din ne hukuk ne devlet ne vatan olur.
kutsal olan insandır.
bir toprak parçasını yurt yapan insandır.
o toprağı kutsal yapan insandır.
o vatanı ülkeyi gelişmiş refah seviyesi yüksek ülke yapan da insandır.
bayrağını değerli kılan da insandır.
dört duvar örüp bina yapıp ezan okuyan cami yapan da insandır, kilise yapıp çan çalan da insandır.
yanlış olguları yanlış argümanlarla tartışıyoruz ve sorunun kaynağını çare olarak görüyoruz.