intihal yapıp akademik sıfat alan, bu eylemi delillerle sabit olan insana hırsız diyemiyoruz ki; ceza hukukunda, sözlük tanımında vb literatür de bu hırsızlık olarak tanımlanıyor.
Sahte diploma aldığı sabit olan, mahkeme kararı olan insana sahtekâr diyemiyoruz. Oysa ceza hukukunda ve sözlük tanımında bu fiil sahtekârlık olarak tanımlanıyor.
Bu vb nice hırsız sahtekâr insanlara makam mevki verilen ülkede birilerinin çıkıp arabayı yanlış park ederek başkanlarının haklarına tecavüz eden insana yapılan eleştiriye hakaret olarak görüp konuşması yok mu?
Bilerek veya bilmeyerek bu insanları, bu eylemleri savunması ve hukuku adaleti bir korku aracı olarak kullanması yok mu?
Kusacağım geliyor.
işte burada, bu dünya'da tek başımayım.
ne komşu var, ne kardeş, ne arkadaş; kendi kendimin yoldaşıyım.
insanların en sosyal ve sevecenini el birliği ile sürgün ettiler. ince ince yonttukları nefretleriyle hasas ruhuma en zalim işkenceleri yaptılar. beni onlara bağlayan bağların hepsini hoyratça koparttılar. oysa insanları kendilerine rağmen severdim"
jean-jacques rousseau - yalnız gezenin düşleri
