Baldız ile zinanın aslen herhangi bir kişiyle zinadan farkı olmaması asıl meseledir.
Baldız ile nikâhlanmak haramdır, bu haram olma durumu ebedi değil, yani kartınız ölür yada boşanırsanız baldızla nikah artık haram değildir,
Ama evlilik devam ederken baldızla zina yapmak nikahı bozmaz gibi bir fetva vermek ancak sapkın bir düşüncedir,
Haram olan birşeyi farklı şekillerde yapmanın haram olgusunu ortadan kaldırması gibi değerlendirilebilecek fetvalar ancak diyanetin ciddiyetini ayaklar altına aldırır.
Böyle bir soruyla gelen kişiye baldız ile nikah yasağı ebedi değil, nikahı bozmaz diye cevap verilmez, böyle bir soruya cevap aranmaz,
Gerçekten dindar olan birinin vereceği tek cevap haram kardeşim haram, zina ettiysen her türlü boku yedin, git nikâhını tazele,
Sonra vay efendim müslüman dediğin Allah'ın emrine uyar, fetvaya uyar.
Oldu canım, tarih Allah'ın emrine uymayan fetvalarla dolu, 4. Murat kuru üzüm şarabı haram değil, Abdülhamid üzümden yapılmıyor diye rom haram değil fetvası verdirmiş,
Tamam ulan kabul ediyorum bu fetvayı, artık kuru üzüm şarabı ile rom yegane dostum olsunlar, fetvaya uyucam,
Diyanetin iyice çivisi çıktı, bunun altında yatan gerçekleri araştırmak gerekiyor, bunlar diyanetin geçerli bir kurum kimliğine zarar vermek adına bilinçli yapılan sapkınlıklar olabilir, insanları diyanet yerine diğer cemaat yada tarikatlara yönlendirmek adına bir plan olabilir.
Yoksa aşırı büyük bir bütçe ile araştırmalar yapması, garip gurabaya yardım yapması, insanların dine yönelmesi için çalışmalar yapması gereken bir kurum neden baldıza kaldırılır mı sorusunun peşine düşsün ki?
Hiç mantıklı değil.
Diyanet dinde bug arayan bir kurum olmamalı.