"You make me smile when I'm just about to cry
You bring me hope, you make me laugh"
daha onceden bunları demiştim, benden once bir sarkıda soylendigini bilmeden.* zayıfım ben, güçsüzüm hep. biliyorum. değişmek istiyor muyum? evet hem de deli gibi. ama yapabildigim pek soylenemez.*
ama ben bir seyi daha cok iyi biliyorum:
"ihtiyaç duyduğunda gidip müşfik gövdesine yaslanabilmeli,kovuklarında saklanabilmelisin.
Kucaklamalı seni güvenli kollarıyla.
Dalları bitkin başına omuz,
yaprakları kanayan ruhuna merhem olmalı....
En mahrem sırlarını verebilmeli,
en derin yaralarını açıp gösterebilmelisin;
Gölgesinde serinlemelisin sorgusuz sualsiz."
zamanında "ağustos geç artık, sevmedik seni" diye agladık karsılıklı, ama geçti işte, burdayız şimdi, dimdik, ayakta.
ağladığım anlarda gülme sebebim, iyi ki varsın.