bakmayın şimdi deve gibi olmasına, ben onu ilk tanıdığımda boyu yarım metre ya var ya yoktu. sekiz yaşında dağılmakta olan bir aileyi kurtardı, on yaşında deprem mağdurları için, dört okulda yardım kampanyası organize etti, kocaeli'ne gidip bir bir ufacık elleriyle yaralar sardı. onbir yaşında, hastalık sebebiyle elden ayaktan kesilen ve vefasız insanların eski bir mendil gibi bir kenara attığı büyükanaanneye hergün çorbalar pişirip götürdü, bir gün gık etmeden.
yeminle söylüyorum, onunla övünmek için anlatmıyorum bunları, başka bir şey bu.
bazı denyolar söylüyor, kalbi hastaymış, ani ölüm riski taşıyormuş.
ne değişir?!
umrunda değil ki onun. bütün eşşek kuzenler toplanıp euro disney'e giderken biz, "büyükanaanne hasta, onunla kalacağım" demiş bir çocuğun kalbi nasıl hasta olur?!
nilüfer ablan demiş: "sesinde bir burukluk, ellerin soğuk, boğazında düğüm düğüm kelimeler, erkekler ağlamaz."
kaçırma gözlerini ne olur benden.
ben çok özeniyorum oğlum sana!
herkesin imkansız diye baktığı bir hadiseyi, sen pat diye yapıverirken,
sevince destan yazmandan,
hayata karşı duruşundan,
sadakatinden, keyiflerinden, tek başına yaşayabilmenden, ilkelerinden ödün vermemenden, yaşamdan keyif almayı bilmenden feyz alıyorum!
sen şarkı söylerken sanki jeff buckley'le kahve içiyor gibi hissediyorum.
yanında bir rüya görür gibi oluyorum, kendimden geçiyorum. sarhoş oluyorum, nezaketinden kendimi ingiliz asilzadesi gibi hissediyor, mantığından kendimi aristo'nun ablası gibi hayal ediyorum. gözlerinin içinde aşkı, kararlılığı, umudunu görünce yemin ederim boğuluyorum. gülümsemende kayboluyorum.
bazen kara sevda dinlerken aklıma o kıvır kıvır sapsarı saçlı, tosun gibi üç yaşındaki bebeklik halin geliyor, oturup sabaha kadar hüngür hüngür ağlıyorum.
bu yazıma burak'dan bir alıntıyla son vermeden önce, sana ne kadar taptığımı, seninle yaşadığım her anı bir mucize olarak gördüğümü, şu hayatın bana verdiği en güzel armağan olduğunu, seni gururla izlediğimi, çocuğumun sana birazcık bile benzemesi için her gece dua ettiğimi, ilk erkeğim olduğunu ve son erkeğim olacağını, damarlarımda akan kanımdan onur duyma sebebim olduğunu, hatırlatır, artık kıvırcık olmayan saçlarından özlemle öperim bir tanem. özgür kal!
bırak zaman aksın! mahkumuz inan!
uyuyalım artık, çok yorgunum inan!
yalnız şarkıcı!
sarhoşuz ölene kadar, sen hiç korkma burada kal! *