artık makarna hamuru yapabildiğim için makarna demek istiyorum. bikaç sos da yapmayı biliyorum. ey gidi. diyetime ara verdiğim günlerde mutfakta bir şef edasıyla şovumu yapıyorum ve evi terk ediyorum çünkü bence her mutfak tek kullanımlık olmalı. kullanmalı ve dağılınca bırakmalısın. toparlanmaz orası. olmaz yani. fayanstaki unlar sadece kliplerde güzel. gerçek hayat öyle değil.
pizza da yapabiliyorum. yani aslında hamuru yuvarlak hale getirebiliyorum. "ulan mal ne uğraşıyosun o kadar dışardan söylesene" diyenlereyse gülümsüyorum. ıy dejenere tipler.
bir yıl. bir yıl sonra ortalamanın bi tık üzerinde yemekler yapabiliyor olacağım. ahan da not. tarihe not üstelik. sana bana değil. tarihe.
fırının derecesini falan ayarlıyorum. öyle bi profesyonellik. ve unutmadan; "göz kararı" diye bir oran yok. lütfen gramaj belirtin aşçılar. benim gözlerim kocaman aq. "göz kararı tuz" dediğinde; "yani bir su bardağı demek istiyor" diye düşünebiliyorum.
makarna... eşsiz bir obeziteye ilk adım yemeğisin.