hayatında deneyimlememiş birinin konuşması saçmalıktır.
kıçınızı yaydığınız yerden atıp tutması kolay. birçoğunuz adı söylendiğinde korkulan mahallelerde büyümedi, 99'u görmedi, dişlerini sıka sıka düştüğü yerden kalkmaya çalışmadı, gerçek manada sıfırdan başlamak zorunda kalmadı.
tünelin bombok bir yere çıktığını bile bile hiç o tünelde sürünmeye çalıştığınız oldu mu? bir umut, belki bir ışık karşınıza çıkar diye? çok kişi tanıdım böyle olan, çok kişi tanıdım her sabah yaşamak için kendine bir neden arayan. mutlu olmanın olimpos'ta bir tatil değil düştüğü bok çukurunda kalkmak olduğunu bilen ama ne yaparsa o bok çukurunda sürünmek zorunda olan.
züppe işlerini bir kenara bırakırsa;, kimse istemez bonzai denen boku içmeyi, kimse istemez içinde ne olduğunu dahi bilmediği, onu yemeden içmeden kesecek, bir kaç gününü sikecek şeker denen boku atmayı. istemez ama mecbur kalır. devam etmek için, yürümek için, yarını görmek için, unutmak için, sürünmeye devam etmek için.
inanın hayatta hiçbir seçim gördüğünüz kadar basit değil, hiçbir insanı tanıdığınızı sandığınız tanımıyorsunuz. maalesef ki en dibinde dursanız bile.
umarım her düşen kalkar düştüğü yerden ve hiçbir şeyi almadan hayatına devam edebilir.