bir ömür nasıl yaşanır

entry21 galeri
    18.
  1. Prof. Dr. ilber Ortaylı' ya ait olan 2019 senesinde yayımlanmış kitap. Kitabın ismi "hayat üzerine tavsiye ve görüşler" veya benzeri anlam taşıyacak bir başlık olsa daha doğru olurdu kanısındayım; çünkü dünya üzerinde kimse kimseyle birebir aynı ömrü yaşayamaz evli insanlar bile, arada mutlaka farklılıklar olacaktır, bir insan sadece kendi gölgesiyle aynı şeyleri yaşayabilir çünkü sadece gölgesi hep onunla gelir. yani kısacası bir ömür kesin olarak şöyle yaşanmalıdır diyemeyiz hiçbir şey için, insanlar farklı imkanlara, farklı koşullara ve farklı niteliklere sahipler. haliyle bu kitapta yer alan unsurlar; gezilmesi gereken şehirler/yerler, izlenmesi gereken filmler, dinlenmesi gereken müzikler vb. şeklinde belirtilen görüşler mutlak yapılması gereken kaideler olarak düşünülmemeli zaten buna da imkan yok. insanların fikirlerinden yararlanabilirsiniz bu iyi bir şeydir elbette ama herkesin ilgi alanı, vakti ve yaşamsal koşulları farklıdır, mantıklı olan kendi hayatınızı göz önünde bulundurarak yapılması imkan dahilinde olan yararlı şeyleri tercih edip, kendinizi tanıyarak, hayatı keşfederek, varlık amacınızı hissederek kendi hayat hikayenizi oluşturmaya çabalamaktır şayet böyle yaparsanız ömrünüzü de güzel, anlamlı ve mutlu biçimde geçirebilirsiniz. Evet kendi yaşadığı hayata ve tecrübelere dayanarak tavsiyeler verebilir insanlar bunlardan da faydalanmak gerekir muhakkak fakat bu kitapta bahsedilenleri herkesin mutlaka yapması gereken şeyler olarak görmeyin, illa orada yazılan şehirlere veya yerlere gitmek, illa orada belirtilen müzikleri dinlemek veya filmleri izlemek zorunda değilsiniz, Başka aktivitelerde bulunup başka şeyler hissedebilir, başka bakış açıları, başka beğeniler edinebilirsiniz, bu kişiden kişiye değişecek bir olgudur.

    Kitabın içeriğinden bahsedecek olursam, bazı bölümler biraz sıkıcı geldi okurken ve içinde katılmadığım farklı görüşte olduğum yerler vardı ama genel anlamda şahsen ben okunabilecek güzel bir kitap olduğunu düşünüyorum, içerisinde size katkı sağlayacak yararlı bilgiler var ve bazı sayfalarında sahiden de önemli ve ince tespitler yer alıyor, kurşun kalemle işaret koyduğum ve sayfasını not ettiğim birçok kısım mevcut. Hatta şimdiye dek okuduğum en şahane tespitlerden birisine bu kitapta rastladım diyebilirim:

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/2190998/+

    "Ama iyi düşünmek için esasen yalnız kalmak gerekir. Bu temel şarttır, yalnız kalmayı bilmek gerekir. Yalnız kalmayı bilmeyen milletlerden fazla bir şey çıkmaz. Mesela iyi bir düşünür çıkmaz.
    Maalesef biz Türklerin böyle bir kabiliyeti yok, bu yüzden de bizden iyi düşünür pek çıkmıyor. Aptal olduğumuz için mi? Estağfurullah. Ama şu var; Türk yalnız kalamaz, milletimizde böyle bir huy yoktur. Beraber ders çalışır, beraber yazı yazar, beraber gezmeye gider, beraber aylaklık eder. Türkler sinemaya bile tek gitmez; yalnız kalmayı bilmez, sevmez. Yalnız olmamanın getirdiği garantiye, yani tehlikeden uzak yaşamanın konforuna güvenir. Ama işte bu garanti de yaratıcılığı sakatlar, iş çıkarma kabiliyetini azaltır.
    Yalnız kalamayan insanın düşünce ve gözleme kabiliyeti yarım oluyor. Bu yüzden ben insanlara yalnız kalmayı öğrenmelerini öneriyorum. Yalnız kalmayı bilmek iyidir, önemlidir; Türkiye gibi bir yerde avantajdır. Zira evlilik müessesesi bile bizde yalnız kalmamak üzerine kurulmuştur. Halkımız evliliğin gerçek mahiyetini anlamaz. Evlenince, kumrular gibi dip dibe oturmaları gerektiğini zanneder. Öyle şey olur mu? Biraz da birbirinden ayrı duracaksın. Nefes alacak, aldıracaksın. Evlilik sürekli dip dibe duracak, yan yana yürüyecek bir şey değildir. Çok açık ki bunun da artık anlaşılması lazım. "

    (74. Sayfa).

    Yani özet olarak; kişi yalnız başına düşünmeye fırsat oluşturmadığı, kendi kendine vakit geçirebilme alışkanlığı edinmediği, devamlı başka insanlara ve çevrenin tesirine maruz kaldığı müddetçe bilgisini, zekasını, görgüsünü ve gözlem yeteneğini artıramaz, aynı zamanda da bakış açısını, ruhunu gerçek anlamda yükseltemez, iç dünyasını yaşayamaz ve hayatı keşfedemez bu yüzden insan sık sık kendisi ile başbaşa kalmalıdır, şeklinde bir görüş ortaya koymuş ya da ben kendi fikrimce öyle değerlendirdim diyebilirim. Evet ülkemizde günümüz toplumunun özellikle de şimdiki gençlerin çok büyük kısmı gerçekten de bu tanıma uyuyor çoğu henüz bu önemli olguyu idrak edebilmiş değil çünkü öyle olsalar bu şekilde davranmazlardı. şimdiye kadarki yaşantımda özellikle son on senedir her yerde gözlemlediğim bir durum bu, hemen hemen çoğu genç insan her şeyi beraber topluca yapmak, sürekli birbirleriyle takılmak muhabbet etmek, devamlı birbirleriyle içli dışlı olmak ve eğlenmek zorunda olduklarını zannediyorlar, ne yalnız kalma kültürü ne de derin düşünme farkındalığı var birçoğunda. çoğu kendini yararsız, alçaltıcı, sığ şeylerle oyalıyor ve beyinlerini gerçek anlamda kullanmaya fırsat vermiyorlar bunun için de fikirleri, ruhları, bakış açıları gelişemiyor yükselemiyor; hayattaki birçok incelikleri, gizemleri ve derinlikleri keşfetmeye fırsat bulamadıkları gibi çoğu şeyi de kaçırıyorlar ve bunun farkında olmadıkları için belki de daima sığ, mutaassıp bir yaşantı sürerek o şekilde göçüp gidecekler. insanlar kendi hayatlarındaki bu "yalnız kalamayış" noksanlığından ve yanlışından rahatsız değillerse ve bu gaileyi düzeltmek için çaba göstermiyorlarsa bir ömrü boşa heba edecekler demektir. aslında bu vaziyet kişisel bir fenalıkla sınırlı değil sadece ülkenin geleceğini de etkiliyor, durumun ne kadar vahim olduğunu gösteriyor toplum olarak bize. Türkiye' de büyük fikirlerin, büyük yaratıcılıkların ve başarıların oluşmasına muarız olan en büyük engel işte insanlarımızdaki bu "yalnız kalamayış" hastalığı aslında, bu durumun ülkemizin kalkınmasının önündeki en önemli handikaplardan ve problemlerden birisi olduğunu fark etmek için dahi olmaya gerek bunu biraz beyin fırtınası yapan herkes görebilir. insanlar bu büyük felaketin ve yozlaşmanın farkına ne kadar erken varır ve bilinçlenirlerse o kadar iyi; çünkü bu mesele hem kendileri için, hem onlarla aynı sosyal alanlarda aynı ortamlarda bulunmak durumunda olan bizler için, hem de bu ülkenin geleceği için hayati bir önem taşıyor.

    Eğer elinizde çok iddialı veya mutlaka okumam gerek dediğiniz türden öğretici eserler yoksa öncelik olarak bu kitabı okuyabilirsiniz satın alıp. içerisinde bakış açınıza katkısı olacak ince tespitlerin ve istifade edilebilecek yararlı fikirlerin yer aldığını düşünüyorum ben...
    4 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük