Her sabah rte'nin geçişini Atatürk Bulvarı trafiğinin ebesine atlaması eşliğinde izlemektir. Geyik heykelidir. Fare giremediği delik olunca götüne tabak bağlayıp denermiş misali her akşam 17-21 arasında ipini koparan arabanın kızılaya girme çabasıdır. Akşamları Karanfil sokakta kurulan pazardır. Tunalının da anasını şeytmeye başladılar ayrıca. Hafta sonları alışveriş merkezlerine yığılmaktır. Yapacak başka bi' atraksiyon yoktur çünkü. Her yaz Ankara'yı terk etmektir. Deniz yoktur. imelih boru moru da patlattı ama beceremedi. Sürekli bir yerlerde devam eden inşaat çalışmalarıdır. Türkiye'nin en büyük şantiye şehrinde yaşamaya çalışmaktır. Hırsızlar tarafından yönetildiğini bile bile huzurlu bir yaşam sürmeyi denemektir. Pişkin şerefsizlerin yüzünü sürekli televizyonlarda görmektir. Her yaz bikaç gün kıçını yıkayacak su bulamamaktır. Mangal için Abant'a ya da Kızılcahamam'a; ufak haftasonu kaçamakları için Amasra'ya kaçmaktır. Her kış yazı beklemektir. Kışın g.tünüzün donmasına alışmaktır. Bıyıklarınızın donmasıdır. Kuğulu'da çay içip ördekleri beslemektir. Bahçeli'de Kahve Dünyası'dır. Başka bi şehre alışamamaktır. Monotonluktur. Kravatlı adamlardır. Bürokrasidir. Devlet resmiyetidir. Yazın meclis park'ta ağaçların renklerine aşık olmaktır. Sonbaharda üstünüzden seyreden göçmen kuş trafiğini izlemektir. Ankara klasiği Ulus Heykeli'dir. Hangi ayağının havada olduğunu hep unutursunuz. Her geçişinizde bakmayı da... Ankara klasiği yaşadığınız şehri sevmektir. Ankara güzeldir. Gidilmez bi yere burdan başka...
