"...
adamın korkuları vardır,
korkunç teorileri...
ve adam hazırlıksız
yakalanmak istememektedir.
çünkü ona göre,
sabah kalktığında şehir
hunların eline düşmüş olabilir
yahut yahudi mahallesinde bir ana,
ruhani çalkantılarla,
haleluyalarla dolu
yeni binyıl için
yeni bir mesih
doğurmuş olabilir, mesela.
yine ona göre, her sabah
aklımızı kundağından çıkarıp
gözlerimizi oğuşturarak,
bakmamızı bekleyen
hep aynı aynalardan,
itmemizi bekleyen
hep aynı kapılardan,
geçmemizi bekleyen
hep aynı sokaklardan,
aynı sofalara açılan
aynı odalardan,
aynı masalarda
aynı adamlardan,
aynı adamlarda
aynı oyuklardan,
aynı sahnelerde
aynı oyunlardan,
aynı ayinlerle
aynı dualardan,
aynı lahitlerde
aynı mumyalardan
geçerek oyula oyula.
geçerek ufala ufala...
..." *