özellikle bilgisayar ve matematik mühendisliğinde sıkça kullanılan bu terimi anlamak; evreni ve bulunduğumuz noktayı anlama yolunda çok önemli bir köşe taşıdır. olasılık ve istatistik ile mantık dersini alan arkadaşlarımızın büyük çoğunluğu bilirler ki elimizde örnek uzayımız vardır ve biz içindeki olasılıkları hesaplarız. sınırlı uzaylarda tamamen rastlantısallıktan bahsetmek mümkün müdür? basit bir örnekle açıklayacak olursak; bizim bu dünyada yapabileceğimiz bütün hareketlerin hesaplanması teorik olarak mümkündür çünkü fizik, kimya ve biyoloji kanunlarıyla kısıtlanmış bir evrende yaşıyoruz. bunu bizim hesaplayamıyor olmamız bunun hesaplanamayacağı anlamına gelmez. diğer taraftaysa 0-1 aralığındaki sayıları ele alalım. işte bu noktada tam bir sonsuzluktan söz edilebilir. seçeceğimiz her sayıyı o aralıktan çıkardığımızı varsayalım; elimizdeki her sonuç eşsizdir aynı zamanda örnek uzayımız sonsuz kalmaya devam eder çünkü görünürde sınırlı bir uzayımız olsa dahi 0-1 aralığındaki sonsuzluk ile -sonsuz, +sonsuz aralığındaki eleman sayısı mantıken aynıdır. rakamsal değerler farklılık gösterse de seçtiğimiz her sonuç eşsizdir ve örnek uzay sonsuzluğunu korumaya devam etmektedir. peki bundan bize ne? bize olan şey şu; doğduğunuz andan itibaren seçtiğiniz yollar, tanıştığınız insanlar, aldığınız eğitimler, boyunuz, kilonuz vs vs yani sizi siz yapan her şey aslında her zaman ihtimal dahilindedir ve yaşamda rastlantısallıktan bahsetmek mümkün değildir. eğer çok çok çok kuvvetli bir bilgisayarımız olsaydı ve sizin başlangıç verilerinizi girip; olası bütün yaşamlarınızı görebilseydik, bir tanesi de bugün bu yaşadığınız hayat olacaktı. bugün burada olmamız, tamamen kaotik olduğunu düşündüğümüz bu evrende rastlantısal değildir. bizim limitli olmamız sebebiyle üreteceğimiz her ürün limitli olacaktır; bu nedenle sonsuzluk kavramını hiç bir zaman içselleştiremeyeceğiz. bu nedenle kader ve yaratıcı gibi kavramlar da en koyu materyalistin bile aklında her zaman bir soru işareti olarak kalacak.