yüksek lisans

entry367 galeri
    363.
  1. Birkaç gün önce bitirmiş olduğum lisansüstü program. Lisans eğitimini daha önce dokuz eylül üniversitesi' nde mühendislik mezunu olarak tamamlamıştım. insan hayatta bazı şeyleri bizzat kendisi tecrübe edince aradaki farkı çok daha iyi anlayabiliyor, üniversite son sınıftayken ve mezun olduktan sonra lise mezunuykenki halimi düşününce arada dağlar kadar fark olduğunu anlamıştım ve lisans eğitiminin önemini ve ağırlığını daha iyi kavramış ve hissetmiştim o zamanlar. karakter anlamında 17-18 yaşlarındayken de genel olarak kendi halinde, yalnız, sessiz biriydim fakat o zamanlar beynim ve ruhum şimdikinin en fazla üçte biri kadar doluydu ancak. bilgi, farkındalık, bakış açısı ve düşünce bakımından hayat hakkında bildiğim çoğu şeyi kitaplardan, araştırdığım, okuduğum yazılı şeylerden öğrendim; üniversite bittikten sonra da hem bilgi düzeyi, hem karakter, hem de yaşamsal farkındalık ve bakış açısı olarak on yedi-on sekiz yaşımdaki halimle arada fersah fersah fark olduğunu idrak etmiştim. Çünkü gerçekten de ilk gençlik dönemlerindeki o bilgisizlikten, sorgulama, kitap okuma ve öğrenme eksikliğinden kaynaklanan o fazla öz güvenli, benmerkezci, düşüncesizce hareket eden, insanlarla mesafeli olmayan, ciddiyetsiz, empati kurmayan, bilinçsiz, donanımsız ve zayıf kişilik üniversite yaşamı ile beraber yerini az çok kendini bilen, ağırbaşlı, tavırları usturuplu, saygıya görgüye önem veren, kuşkucu, araştırmacı, bilimin değerini anlayan aklıselim bir karaktere bırakıyor zamanla. çünkü kendinizin, davranışlarınızın ve hayatın farkında oluyorsunuz eğitim sayesinde tabii bu daha çok kişinin kendi çabasıyla olabilecek bir şey; yani bilgilerle harmanlanan kişisel, ruhsal eğitimden bahsediyorum aslında daha çok, yoksa üniversiteye giden herkes için geçerli olabildiğini düşünmüyorum bu kazanımların hatta üniversitedeyken gördüklerimin önemli bir kısmının hayat anlayışı, tarzı, yaptıkları bana ucuz ve itici geliyordu, hem kafa hem de kişilik olarak epey geride olduklarını hissedebiliyordum, o yüzden üniversite yaşamımda bile ciddiye alabileceğim türden çok kaliteli ve orjinal birine rastlayıp gerçek bir arkadaşlık kurabilme şansı bulabildiğimi söyleyemem. Evet üniversitede gözlemlediğim insanların da gerçekten olumsuz bulduğum, tasvip etmediğim ve fikirlerimde istiskale neden olan yönleri fazlaca vardı ama askerlik sürecinde yaşadığım ortamdan çok daha düzgün, kaliteli ve üst düzey bir yer olduğunu belirtmem gerek.
    Çünkü gerçekten de hayatım boyunca gördüğüm en sahte, en görgüsüz, en yozlaşmış, en akıldan yoksun, en itici, en saygısız ve en rezalet ortam askerlikte karşılaştığım insanlardı diyebilirim, ülkenin dört bir yanından gelen kişileri görüyorsun orada ve kişiliklerindeki beyinlerindeki bazı noksanlıklar insanlardan seni ciddi mahiyette soğutuyor sahiden de, içlerinde düzgün karakterli aklı başında olanlar da vardı fakat oldukça düşük bir orandı bu. aslında o dönemde üniversite ortamının askeriyeden çok daha bilgili, çok daha usturuplu akıl, fikir, inayet sahibi, saygılı ve düzgün karakterli insanlardan oluştuğunu fark etmiştim ve gerçekten önemini anlamıştım ahlaki ve aile içi eğitimin.
    Askerdeki ortamın, orada yaşananların da güzel yönleri, iyi hatıraları vardı ama dediğim gibi genel olarak benim gözlemlerim bu yönde olmuştu.

    Her neyse, kısaca anlatmak istediğim şey akademik eğitim hayatı size çok şey katıyor bunların en başında da lisans geliyor bence, şayet üniversite öğrenimini kötüleyen hafife alan birine denk gelirseniz o tür insanların küçümsemelerine ve ukalaca yorumlarına aldırış etmeyin, çünkü bilgi, akıl fikir, insaniyet, hayat görüşü ve kişilik yönünden ne denli zayıf ve vasat durumda olduğunun farkında olmayan kişiler eğitim-öğrenim hayatını gereksiz görüp dalga geçme, aşağılama, küçümseme veya hafife alma cüreti ve temayülü gösterebilirler; bu onların çocukça ve gülünç bir öz güvenle hayatı çözdüklerini her şeyi bildiklerini zannetmelerindeki acizlikten kaynaklanır. çünkü insan gerçekten de dışarıdan kendisini izlemedikçe, yaptıklarını ve hareketlerini düşünmedikçe, fikirlerini tavırlarını ölçüp tartmadıkça ve öz eleştiri yapmadıkça günlük yaşamdaki davranışlarının, sözlerinin ne kadar iğretilik, kibir ve vasatlık içerdiğinin ve kendisini başkalarının gözünde ne denli küçük, aciz duruma düşürebildiğinin de farkında olamayacaktır. emin olun üniversitelere küçümser gözle bakan ya da kötüleyen, üniversite okumanın boş bir iş veya zaman kaybı olduğunu düşünen insan hayata dair neredeyse hiçbir şey bilmiyordur, beyni daima sabit işler ve birçok şeyden haberi olmadığı için de mevcut konumunun her şey için kâfi geldiğini zannediyor ve bundan rahatsızlık duymuyordur.

    "Kuyunun dibinde yaşayanlar, gökyüzünü kuyunun ağzı kadar görürler."

    daha önce okuduğum ve çok beğendiğim Konfüçyüs' ün bu tarihi tespiti sahiden de birçok şeyi açıklamaya yetiyor, bu konuyla da doğrudan ilintili olduğu için de aklıma gelmişken bu değerli sözü paylaşmak istedim.
    Kısacası demek istediğim, zerre kadar aklı olan herkes kitapların, eğitimin, bilimin ve bilinçliliğin ne kadar önemli olduğunu bilir ve bunun değerinin farkındadır, burada bahsettiğim şey sadece okul hayatı veya ders kitaplarından ibaret değil yanlış anlaşılmasın, çünkü bence insanda kişiliğin ve kayda değer fikirlerin oluşmasına büyük oranda edebi eserler yani okuma kitapları etki ediyor. Eğer okuldaki derslerle alakalı şeyler haricinde edebiyat, tarih, felsefe vb. farklı farklı türlerdeki eserleri de anlayarak irdeleyerek okursanız bunlar size çok önemli katkılar sağlayacak, bilginizi, bakış açınızı, görgünüzü, fikirlerinizi önemli ölçüde artıracak ve karakterinizde olumlu yönde büyük değişimlere yol açacaktır. Bu değişimler günlük hayatta konuşma ve tavırlarınıza da yansıyacaktır emin olun bu da sizi yaşamınız boyunca yanlışlardan kötülüklerden koruyacağı gibi saçma gaflar yapmanıza, kendinizi rezil etmenize, alçaltıcı ve terbiyeden yoksun davranışlar sergilemenize ve küçük durumlara düşmenize mani olacaktır, yani faydalı şeyler okumak hayatınıza her anlamda katkı sağlayacak sizi buna temin edebilirim.
    Aslında konuyu daha da açmak gerektiğini düşünüyorum çünkü üniversite yaşamının kazandırabileceği şeyler daha çok sizin yaptıklarınıza ve hayat anlayışınıza bağlı olarak gelişecek bir meseledir; eğer bazı insanlar gibi daldan dala konan, tutarsız, günü gününü tutmayan, eğlence düşkünü, hercai, güvenilmez karakterde biriyseniz şayet ve faydasız, zararlı, alçaltıcı şeylerle vaktinizi harcayarak, sürekli birileriyle muhabbet ederek, gezip tozarak, yanlış tercihlerde bulunarak geçirirseniz üniversite yaşamını o zaman üniversitede aldığınız eğitimler, dersler, girdiğiniz sınavlar, hazırladığınız ödev ve projeler, seminerler vb. faaliyetler size belli bir bilimsel bilgi ve disiplin haricinde kişilik olarak pek bir şey katmayacaktır. Yani Gene aşağı ruhlu ve aciz karakterli biri olmaya devam edersiniz eğer üniversitede kendi kişisel ve insani gelişiminize önem vermez veya edindiğiniz bilgilere yakışır biçimde davranmazsanız.

    her neyse kendimden yola çıkarak diyebilirim ki liseyi bitirmiş halinizle üniversiteyi bitirmiş haliniz arasında fersah fersah fark var bilgi, ruh ve kişilik olarak bunu rahatlıkla söyleyebilirim. belki onun kadar olmasa da lisans bitirmekle yüksek lisans bitirmek arasında da gerçekten önemli bir mertebe var buna da emin olabilirsiniz eğer öyle olduğunu görmesem bunlara hiç değinmezdim, bizzat kendimde tatbik ettiğim ve farkı anladığım için söylüyorum çünkü yüksek lisans sürecinde de oldukça önemli bilgiler ve birikim kazandım, tecrübe ettiğim ve bana kattığı birçok şey oldu. iyi ki başlamışım ve bitirmişim diyorum. Yüksek lisans programı, aldığınız dersler ve eğitim sayesinde size hayatla ilgili gerçekten yararlı, kapsamlı ve önemli bilgiler kazandırabilecek bir süreç, kesinlikle önceki bilgilerinizden çok daha ileri bir düzeyde olduğunuzu fark edeceksiniz eğer konuları sahiden anlamaya özen göstererek, düşünerek çalışmış ve hakkını vererek tamamlamışsanız o süreci. Eğer yüksek lisans yapmak isteyen ama bir taraftan kararsız olup tereddütleri bulunanlar ve fikir almak isteyenler olursa diye bu şekilde kendimden yola çıkarak gözlem ve tespitlerimi bu başlıkta aktarmak istedim. Biraz uzun oldu ama vakit ayırıp okuduysanız eğer teşekkürler...
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük