Hiçbir fark yoktur. Fazla kasmaya da gerek yoktur. Zira Karl Marx ve Engels sadece Saint-simon , fourier ve owens gibi ütopik sosyalistlerle araya bir çizgi koymak için manifestolarının adını komünist manifesto koymuşlardır. Çok da kasıp bunlar farklı şeyler derseniz de en fazla komünizmde sınıflar arası diyalektik çelişki catastrophe finale haline dönüşmüştür. Yani sınıflar ve devlet ve kurumları ortadan kalkmıştır.
Sosyalizmde üretim ilişkisinde herkesten yeteneğine göre , herkese emeğine göre ilkesi geçerli iken , komünizmde herkesten yeteneğine göre , herkese gereksinmesine göre ilkesi yer alır. Ancak bu da üretim araçlarının sorun yaratmayacak şekilde verimli ve kesintisiz çalışmasını gerektirir. Buradan da eşit işe eşit ücret ilkesinin emek-değer yasasına göre sosyalist sistem içinde kapitalizme ait bir kalıntı değer olarak yaşadığı gerçeğini görebiliriz. Ancak bu işçi-emekçi sınıfı açısından bir sorun oluşturmaz ; aksine burjuvazi tekelinden çıkan üretim araçları sebebiyle bundan böyle kapitalistler kendi kazdıkları kuyuya düşeceklerdir. Bunun tam tersini söyleyen Yalçın Küçük'tür. Mesela kendisi emek-değer yasasını sosyalizm içerisinde sosyalizmi yozlaştıran bir kapitalist artık olarak görür.vs.
Kısaca sosyalizm=komünizm. Sosyalizme geçişin koşulları üzerinde yeterli analiz mevcutken , sosyalizmden komünizme nasıl geçileceği konusunda çok az analiz vardır.