Sokaklarda feshane'de yaşayan iki cücenin hikayesi anlatılıyor bu günlerde. biri kör bir dilenci diğeri çapkın bir hırsız. o türk filmlerinde çokca rastladığınız kalp hırsızlarından değil. düz adi bir hırsız, hem cüce hem hırsız, ama yakışıklı ve çapkın. Dilenci eyüp'de, hırsız aksaray'da dolanırmış genelde gündüzleri uyur geceleri çalışırlarmış. Boş zamanlarında kitap okumaz, sigara içerlermiş, hiç bir zaman sahip olamayacakları hayallerini şarap kadehlerine değişip durmuşlar. Hırsız olan hayatında hiç şarap çalmamış, parası neyse çalı(şı)p kazanmış. Dilenci cuma akşamları sofra kurarmış tüm mahalleye. O gün camii çıkışı kazandığı parayla kuş sütü sofralar hazırlatırmış. ikisinin de parayla arası iyi değilmiş. Onlar için zenginlik sahip oldukları şarap ve sigaralarla ölçülüymüş. Günler geçip gitmiş. Bir gün dilenci bi kıza aşık olmuş, hayatında gördüğü en güzel kızmış o, ilk görüşte aşık olmuş ona, öyle ki cumaları sofra kurmaz olmuş, pahalı hediyelerle kızı şımartmaya çalışmış. Tam da o günlerde hırsız kızın kalbini çalmış, türk filmlerine yakışan bir incelikte yapmış üstelik. Buz dolu bir kutuya koymuş. Akşam olmadan satıp bi kasa şarap almış. Adetleriymiş her pazar akşamı bu boş evin içinde muhabbet edermiş iki cüce. Hırsız şarapları, dilenci sigaraları alırmış, başka da bir şey olmazmış sofralarında. Zenginliklerinin tadını çıkartırlarmış. O akşam dileci sigara almamış, son parasını su dolu bir kutunun içinde atmayan bir kalbe vermiş. Tüccar topalmış ama fiyatta indirim yapmış. O akşam şarabın çoğunu hırsız içmiş, dilenci sigarasız içemiyormuş şarabı, hırsızsa hayatında hiç sigara içmemişmiş. Dilenci atmayan kalbi açlıktan midesi sırtına yapışmış bi sokak köpeğine vermiş gelirken, karşılığında 2 dal sigara almış köpekten, elinde olanla yetinmeye çalışmış o gece.
o gece hayatlarında ilk defa fakir hissetmişler kendilerini cüceler. Hem sigaraları hem muhabbetleri azmış o gece. O gece koşar adım uzaklaşmak istemişler feshaneden, koşmaya başlamışlar beraber. Hırsız sağdaki pencereden atlamış ve koşmaya devam etmiş, dilenci soldaki pencereden atlarken kafasını çarpmış ve ölmüş. Çünkü aslında dilenci cüce değilmiş, o sadece körmüş, zamanında hırsız gözlerini çalmış, hırsızın iyi bir sebebi varmış bunun için;
-ilk görüşte aşık olmasın'diye yapmıştır hırsız, yine de başaramamıştır, kaçmış gitmiş feshaneden bir çift gözle.
Feshanede bir gece, biri kör bir dilenci olan iki cüce ölmüş. Hırsız koşarken düşmemiş, araba da çarpmamış ama o gece hırsız da ölmüş, kimse sebebini bilmiyormuş. Çünkü hırsız bütün gözleri çalmış o gece dünyada aşk diye bir şey kalmasın diye, ama kim demiş; körler ilk görüşte aşık olamaz diye.