mitolojik bir figur olarak atatürk

entry7 galeri
    1.
  1. kurtuluş savaşımızın lideri , cumhuriyetimizin kurucusu , bir siyasi deha : Atatürk.

    fakat kendini "Kemalist,Atatürkçü" gibi ifadelerle tanımlayan , hayatın her alanında Atatürk'ü örnek alması kendi seçimiyken bir de bunu tüm topluma dayatmaya çalışan , laikliği devlet işleriyle din işlerini ayıran bir ilke olmaktan çıkarıp insanlarında kendi yaşamında riayet etmesi gereken bir tabu haline dönüştüren kimi kişiler Atatürkü mitolojik bi r figür haline getirmekte adeta putlaştırmaktadırlar.

    bu çaba kimi kesimlerde ters etki yapınca da , hatayı asla kendilerine görmemekte ,"irticacı" damgasıyla yaftalamaktadırlar.

    Atatürk döneminde yapılan herşeyin "mükemmel" olduğunu iddia ederek , herkesin Atatürkü herşeyden fazla sevmesi ve saygı duyması gerektiğini topluma empoze etmeye çalışmaktalar...

    ordu göreve pankartı açan "Atatürkçü gençler"
    leninle Atatürkü aynı portreye koyan "Türk solu Atatürkçüleri"
    Atatürk'ü peygamber ilan etmeye kadar giden "Cumhuriyet Muhafızları"
    Ezandan rahatsız olan "Cumhuriyet kadınları"
    apoyla elele tutuşan "Maocu Kemalistler"
    Atatürk'e mevlit yazanlar,
    "Türk'ün Amentüsünü" hazırlayanlar,
    piç olmamanı ona borçlusun diyen "hızlı faşistler"
    başındaki örtün cumhuriyete karşıt olduğunu gösterir diyen "kemalist demokratlar"
    demokrasi zaman zaman askıya alınabilir diyen "Çağdaş işadamları"...

    örnekleri çoğaltmak mümkün...fakat olguların karşıtlarını doğurması ve güçlendirmesi gerçeği üzerinden hareketle ; bir kesim Atatürkü "mitolojik bir figür haline getirmekte halen ısrar ederken" , diğer yandan Atatürk'ün de hataları olduğunu , yapılan devrimlerin gerek süreç gerekse içerik açısında Türk toplumuna travma etkisi yaşattığını , hayatın ve günümüz Türkiyesinin sadece Atatürk ilkeleriyle ve özdeyişleriyle anlaşılamayacağını konuşan tartışan bir kesim var ve sayıları gittikçe artmakta , "irticacı ya da liboş " olarak adlandırılmalarına rağmen...


    kanımca bu "Kemalistler ile irticacıların" değil , tek parti döneminden beri kimi sarsıntılarla da olsa büyük bir süre sahibi oldukları "ayrıcalıklı" konumlarını 28 şubatta güçlendiren "elitlerle" ,eski konumlarına göre artık daha güçlü olan ,dayatılan fikirlerin etkisiyle yaşamaktan ve asla fikrinin sorulmamasından sıkılmış , dünyaya devletin resmi ideolojisiyle değil inandığı değerlerle bakmaya başlayan , özgürlüklerini yaşamak isteyenlerin fikri çatışması...
    2 ...