Her kitap olmasa da bazı kitapların insanın fikirlerini kişiliğini ciddi anlamda etkilediğini düşünüyorum ben, sahiden de düşüncelerimizi, ruhumuzu, hayat anlayışımızı yansıtan sözler bulabiliyoruz ve okurken duygularımıza hitap eden şeyler keşfedebiliyoruz kitaplarda, Bunun yanında bilgilerimizi ve bakış açımızı arttırmada önemli bir yeri var kitapların daha önce hiç bilmediğimiz şeyleri keşfedebiliyoruz ve aslında ne kadar eksik ve bilgi bakımından zayıf olduğumuzun farkına varabiliyoruz okudukça. iyi eserler okumak aslında insanın ruhuna da iyi geliyor ve çoğu zaman mutlu hissettirebiliyor, bu his de içimizdeki okuma eğilimini ve iştiyakını artırdığı gibi artık çevreden soyutlamaya başlıyor yavaş yavaş kişiyi.
Faydalı kitaplar okudukça aslında günlük hayattaki insanlar sizin için etrafta dolaşan hayaletleri andırmaya başlıyorlar yavaş yavaş, çevredeki kişilerin muhabbetleri artık size fazlasıyla sığ ve darlayıcı gelmeye başlayabiliyor, ilgi çekmiyor ve tek başınıza olmadığınız herhangi bir yerden bir an önce kurtulma isteği uyandırabiliyor içinizde kalabalık ortamlar, böyle bir örnek verilebilir. hatta daha önce hiç konuşmadığınız yabancı kişiler bile herhangi bir ortamda bulunulduğunda biraz gözlem yapınca oldukça basit, yüzeysel, düzeysiz ve antipatik gelmeye başlayabiliyor karakter olarak özellikle tavırları ve konuşmaları onları ele veriyor, incelikten yoksun düşüncesiz, yozlaşmış ve kibirli davranışlar çok çabuk soğutabiliyor insanı hiç tanımadığı bir kişiden bile. Yaklaşık bir buçuk senedir bu böyle benim için ve bu his gitgide daha da yoğunlaşıyor kitap okudukça, kadın-erkek fark etmiyor kimi görsem hareketlerini konuşmalarını hayat anlayışını biraz gözlemleyince soğuyorum, bana yozlaşmış gelmeye başlıyorlar, gözümde değerleri hızla düşüyor diğerlerinden farksız olduklarını hissedince. Bundan dolayı iyi kitaplar zaman zaman insanlar arasına karışma tercihinden alıkoyuyor kişiyi, ben kendi adıma bir süredir böyle hissediyorum çünkü kitap okurken geçirilen birkaç saatin aslında insanlar arasında bulunulan birkaç günden çok daha dolu olduğunu fark edince dışarı çıkıp dolaşmak bile vakit kaybı gibi gelmeye başlayabiliyor artık kişiye, çünkü basılmış o yazılı sayfalarda daha önemli şeylerin olduğunu biliyorsun bu da insanı yalnızlığın ve sessizliğin getirdiği o yararlı alışkanlığa yöneltiyor.
Mesela dışarı çıkıp bir şeyler yapsam bir yerlerde otursam bile o an aklıma okumam veya devam etmem gereken kitaplar gelecek, dolayısıyla artık pek tercih etmiyorum dışarıda vakit harcamayı toplum arasında bulunmaktan çok daha iyi hissettiriyor evde sessizlikte kitap okumak bana. keşke buna her zaman imkanımız olsaydı. ne kadar şanslı olurduk o zaman.
Kitaplarla alakalı olarak, yine kitaplarda geçen bazı sözleri paylaşmak istiyorum aslında düşüncelerimi güzel yansıtıyor bu tespitler o yüzden buraya da yazmak istedim:
"Hayır artık denize çıkmayacaktı. Bütün güç kitaplardaydı ve eğer bir şey başarmak istiyorsa bunu karada yapmalıydı."
Jack London, Martin Eden, 53. Sayfa
"Akşam olunca eve döner, yemeğini yedikten sonra kitaplarına dönüp okumaya başlardı.
...
Eski kaba saba sözlerin yerine anlamlarını bilmediği bir sürü yeni kelime öğrenmiş, konuşmalarında da bu kelimeleri kullanmaya başlamıştı.
...hareketlerinde daha sessiz, görünüşte sade ve ağırbaşlı olmuştu."
Maksim Gorki, ana, 14. Sayfa (aradaki bazı yerleri es geçip üç nokta şeklinde gösterdim anlam bütünlüğü bozulmasın diye)
Paylaştığım ikinci alıntı bu konudaki fikirlerimi gerçekten iyi izhar ediyor, birkaç ay önce bitirdiğim bir kitaptı, okurken çok etkilenip not etmiştim, kitaba tekrar göz atınca not aldığım o değerli kısmı buraya da yazmak istedim;
' hareketlerinde daha sessiz, görünüşte sade ve ağırbaşlı olmuştu. ' kitapların insana olan etkisi daha iyi anlatılabilir miydi bilmiyorum ama bence çok iyi özetlemiş sahiden de...
Son olarak tarihte sevdiğim bir başka tespitle bitireyim yazımı:
"Okuma ihtiyacı barut gibidir. Bir kere tutuşunca artık sönmez."