insan kaynakları departmanlarının üzerinde ciddi anlamda çalışmasını gerektiren unsurdur. korona günlerinde ortaya çıkan, bazı işlerin uzaktan yapılabileceği, yüzyüze yapılabilen birkaç faaliyete çözüm bulunduğu anda ofislere sınırlı veya hiç ihtiyaç olmayabileceğidir. elbette sahası olan üretim firmaları için yapacak fazla birşey yok, ama özellikle hizmet sektörü ve orta vadede perakende sektöründe merkezi birimlerin çalışma alanlarının daralması, masa sahipliğinin programlara bağlı olması, evden çalışmanın yaygınlaşmasının hem işletmeler açısından karlı, hem çalışanlar açısından yararlı olacağını düşünüyorum.
bir avantajının da yıllık izinlerin öneminin anlaşılmasının, insanların hakkıyla izin kullanımının önünün açılmasının olacağını tahmin ediyorum. çünkü evden çalışma dediğiniz, yöneticinin atadığı, farklı iş partnerinin beklediği bir işi olmayan çalışanın boşta olması gibi bir durum. hakkıyla bir program dahilinde çalışanları ayrı tutmak gerekir ama, çoğunluk için itiraf edelim durum bu. bir süre sonra zaten ofise geçileceği düşüncesinin de etkisi var. e çalışandan yöneticisi veya bağlantılı kişi iş talep ettiğinde yaptığı bir duruma izin demek de aynı şekilde tuhaf gelmeye başlayacak. ki bu zaten normalleşmiş ciddi anormal bir durumdu.
güvenlik altyapısı, hukuki özel durumlar da ayarlandığı noktada bu şekliyle yürürlüğe girmesinin önünde engel kalmıyor. çalışanlar ve işverenlerin karşılıklı çabaları ve anlayış değişikliği ile bu iş tamamlanır. son olarak, özellikle geçtiğimiz 12 yılda yöneticilik anlamında berbat bir sınav veren x kuşağını tasfiye edecek olan akımdır kanımca. yine istisnalar olacaktır, canını dişine takıp sonuç alan, çalışkan bireyler nitelikleriyle belirlediğim çerçeve dışında olacaklarının da farkındadırlar sanıyorum. çünkü bu nesil kendinden önceki 1-2 neslin sıfırdan oluşturduğu, piyasaların genişlemesi sayesinde büyüyen işleri kendileri yapmış edasıyla kibire kapılıp gelişime ve arkadan gelenlerin gelişimine engel oldular. şimdi artık onların fantazi dünyasındaki binlerce çalışan orduları, makam odaları fiziken olmayacak, olsa da anlamı kalmayacak. çoğunun bilgisayar kullanımına yatkınlığı yokken teknolojik araçlar ve veri yönetimi iş modellerinin temelini oluşturacak. dolayısıyla yürü ya kulum girip beklemedikleri büyüklükte unvanları takan, makam koltuklarına kurulan, sosyal ilişkiler ve ikili diyalogla yol alan bu anlayışın yeni normalde gidecek yeri kalmadığı için y kuşağı yöneticilerin yaygınlaşacağını da söyleyebiliriz.
son olarak da, basmakalıp, işi bilmeden atılan adımların çamura batacağı; bu kapsamda kendini yenileyemeyen büyük balıklarla yüzmeye mecali olmayan küçük balıkları, çevik piranhaların ve tecrübeli avcı balıkların mideye indireceği günler yaşayacağız. anlayamayanlar vahşi kapitalizm diyerek kendilerini kandırsınlar.
bu arada burada yazdıklarımın çoğu pandeminin ilk 3 aydındaki tespitlerimdi. zaman geçti ama iş dünyası çok sınırlı örnek haricinde bu konuları bir sorun olarak ele alıp çözümüne odaklanmadı. kendi şirketimde de işi 3-5 seneye tarih olacak tipler ücret, unvan, araba diye ağlıyor ve ciddi ciddi bunlara kulak kabartılıyordu. Yok, boku yiyene kadar kimse anlamayacak o kesin.