Hem milli hem evrensel değerleri bilen, ikisi arasında denge gözeten, sorgulayan ve eleştiren, dönemin ve toplumun ruhunu anlayan, ülkesini karşılık beklemeden seven, yapıcı eleştiri yapabilen, birilerine yaranmaya çalışmayan, her mahallenin sorununa parmak basan, etik değerlere sahip olan, ilkelerine sahip çıkan, halka inen insan tipidir. Üniversite okumuş olmasına, diploma sahibi olmasına gerek yoktur. Duygu, kanaat, önyargı ve inançları değil de hakkaniyeti adaleti gözetir. Sağduyulu hareket eder. Aydın olmak köpek beslemek, dans etmek, batılı müzik dinlemek, gösterişli kıyafet giymek değildir der Oktay Sinanoğlu. Bakış açısı geniş olup tek bir zaviyeden bakmaz olaylara. Kalemini kiralamaz kimseye. Günün modasına kapılıp gitmez. Aydın insan bağnaz, fanatik, şovenist, dava adamı değildir. Tek bir mahallenin sözcülüğüne soyunmaz o. Körü körüne taklit etmez hiçbir düşünce akımını. Belli kalıba girmez taşar o. Sokağı, pazarı, çarşıyı bilir. Halka yabancı kalmaz, fildişi kulelere kapanıp halkı aşağılamaz. Kendisini ilgilendirmeyen şeylere burnunu sokar. Eyleme geçer. Kişisel ve zümre çıkarlarına önem vermez. Hakikati büküp belli zümreye göre çarpıtmaz. Hakiki bir aydın tenkidi elden bırakmaz ama tenkidi de hakkaniyetle yapar. Ne tamamen gömer ne de göklere çıkarır. Olayın iç yüzünü bilmeden duyguları ve önyargıları ile hareket etmez. Aydın olmak için bilgi, yorumlama analiz ve problem çözme yetisi ve erdem lazımdır. Her Aydın içinden çıktığı zümreyi eleştirir ve asıl saldırıyı da onlardan görür.