marksizm

entry165 galeri
    47.
  1. Marks ın ekonomi politik konusundaki iktisadi kuram ve verilere dayalı tezlerini uygulamaya çalışan izleyicilerine verilen isimdir. Bir kavimbilimci olan Friedrich Engels bu tezlere ilkel toplumlardaki verileri de ekleyerek tamamlayıcısı olmuştur.

    Ancak kriz durumlarında toplumun ezilen kesiminin üst yapı tarafından dönüştürülmüş olan davranış biçimlerinin, ortak kaygılar nedeniyle kitlenin politik açıdan sağa kaymasına neden olup, o toplumda sınıfsal devrim oluşturmaya engel teşkil ettiği gerçeğini önem sıralamasında en başa koymamasından ötürü uygulamaları başarısızlığa uğrayarak Leninist Sovyet de Devlet tiranlığına, Maoist Çin de yine milliyetçi devlet hegemonyasına ve çoğu diğer ülkede iç çatışmalara, çete savaşlarına ve milliyetçiliğin yükselmesine neden olmuştur.

    Marx üst yapıyı ekonomik temelden yoksun bir oluşum olduğu için sanal bir oluşum gibi değerlendirmiş, politika,din,ahlak gibi öğelerin nesilden nesile aktarılan ve bireylerin tüm davranış ve tepkilerindeki ağırlıklı etkisine neden olan belirleyiciliğini ihmal etmiştir. Aynı şekilde alt yapının üst yapı ile diyalektik ilişkisini değerlendirmiş olsa da, çoğunluğu oluşturan ezilen sınıfın yaşam anlayışının kendi üst yapı kurumlarına dönüşümünü de sosyolojik açıdan yeterli ölçüde değerlendirememiştir, denilir. Dolayısıyla da kapitalist sınıfın neden olduğu ekonomik yoksunlukların artışından işçi sınıfı ile neredeyse aynı derecede etkilenen küçük burjuva sınıfını, işsizler ordusunu karşı devrimci unsurlar arasında değerlendirirken; onların faşizme ve doğrudan eyleme yatkın olan davranışlarını da öngörememiş, kendi teorisinin öngördüğü ve mecburi dayanak olarak ele aldığı önkabulden ibaret olan bir devrimcilik misyonunu kol işçisi olan en etkisiz haklara sahip sınıfa yüklemiştir. Dolayısıyla da işçi sınıfı devrimcidir sloganı salt bir umuttan ibaret kalmış, aslında toplum içersinde sınıflar düşünceyi doğrudan ve kesin olarak istisnasız şekilde etkilemediği halde yapılan bu keskin ayrım sosyalist devletlerde hiyararşik yeni politik kamplaşmalara neden olarak, devrimin ilerleyişindeki öngörülen dinamizmi durdurmuş ve statükoya dönüşmüştür.

    Tüm bu eksiklere rağmen,çalışma koşullarının iyleştirilmesinde, yasal hakların tamamen kapital sahiplerinin inisiyatifine bırakılmasına engel olacak sendikal oluşumların ve sivil toplum kuruluşlarının ortaya çıkabilmesine yeterince olmasa da olumlu etkileri görmezden gelinemez. Ayrıca gün geçtikçe giderek daha da fazla kanıt ile ortaya çıkan nicel birikim, nitel sıçrama ve kapital birikimin toplumların ekonomik geleceğinde belirleyici lokomotifi olan artı değer gibi kavramlar sayesinde uygarlığın daha iyi analiz edilebilmesine olanak sağlamıştır.
    0 ...