ilk dakikada unutmuşum gibi gelmişti. Egzotik uyuşturucu maddeler gibi '' kafası '' sonradan gelmeye başladı. Günler geçtikçe yokluğu daha da şiddetlendi. Özellikle doruklarda gıdıklamaya başladı havayı yeni bir erkek arkadaşı olduğunu görünce. Tüm ayrılık kararının doğruluğunun ve yanlışlığının yargılandığı o iç hesaplaşma ise acının zirvesi idi. Ancak yine de zaman barajlarından boşalmış azgın sular misali o zirveden alıp söndürdü hislerimi.
Erkek ve kadının aşk acısının da farkı bu. Kadınlarda eğri sürekli aşağıya doğru işliyor. Acının doruğu taze iken yaşanıyor. Zamanla ise azalıyor. Erkekler de ise en dipte başlıyor. ilk anda özgür hissediyorsunuz. Zaman geçtikçe zirve yapıyor. Sonra yine çöküşe geçip duruluyor.