paltosunun yakasını boynuna kadar kaldırmış, rüzgardan ve yağmurdan korunmaya çalışıyordu. yağmur damlaları sırılsıklam saçlarından süzülerek geniş alnına, oradan şakaklarına ve nihayet boynuna iniyordu. çöp konteynırlarının iyice daralttığı kaldırımdan yürümek yerine arnavutkaldırımlı yolun ortasından sarsak adımlarla ilerliyordu. yağmur şiddetini kesmeden yağmaya devam ediyordu. nemle beraber gelen çöp kokusu, şehrin en iğrenç atıklarının toplandığı mazgallardan buram buram havaya dağılıyor sonra tekrar mazgallara geri dönüyordu.