yanındaki arabanın tekerinin sana döndüğünü gördüğünde çaresizce "belki kurtulurum" diye açtığın o gazla beraber kendini havada bulman, çaresizce yere çakılıp belki metrelerce sürüklenip , taklalar atıp kafa üstü sürüklendikten sonra yerden kalkan yüzlerce toz ve minik çakıl tanesinin ağzına burnuna doluşması. "ne olacak şimdi" dedikten sonra zedelenen uzuvlardan gelen ağrılarla beraber nefes alamıyor olduğunu farketmek ve ne kadar sert adam olursan ol, çaresizce "aaaa" diye haykırmaktan başka çaren olmaz. şansın varsa çevrendekiler etrafına toplaşırken bir akıllı da ambulansı ve trafiği arar. motorun hala çalışıyorsa ne mutlu, hemen onu kapatmalarını söyle. arkandaki insana seslen eğer çok uzağa fırlamadı veya hala hayattaysa ondan gelen ses ile bir nebze olsun rahatla. sonrasında keyfine bak, acı dolu zamanlar (alçı odası, ki bu şanslı olduğunun da göstergesi veya ameliyat masası..) seni en çok özgür hissettiren aletle beraber uzuuun bir esarete mahkum oluşunun sadece tadını çıkartmaya, istemsizce olan bu durumun seni hayat koşuşturmandan, günlük telaşelerinden uzaklaştırmasına buruk da olsa sevin. Tabi umarım yanında olacak sevdiklerin vardır, onlarla daha çok vakit geçirmeye çalış. Şimdilik benden bu kadar sevgili dostum. Şimdiden çok geçmiş olsun. Aynı kaderi paylaştığın binlerce yoldaşın var asla aklından çıkmasın... sevgiler!!