işin acı yanı burada anlatılanlar esasında o kadar da gizli kapaklı şeyler değildi. Belli bir gruba gizli veya açıktan dahil olanlara tüm kapıların açıldığını herkes biliyordu.
Bu yapı özellikle emniyette çok açıktandı. Karakollarda zaman gazetesi ortalıklarda geziyor, komserler karakolda paçaları sıvalı ayağında terlikle dolaşıyordu.
Yargı hemen her kademeden vasıfsız personellerle doluydu. Kişinin maaşından daha çok nafakaya hükmeden hakimler biliyorum ben. Bu kişinin yazılı sözlü sınavları nasıl geçtiği muamma.
En gizli oldukları kurum ise orduydu. Dışarıdan seküler, Atatürkçü görünen pek çok subayın aslında azılı bir militan olduğunu öğrendiğimde duyduğum hayreti tarif edemem.
Özetle özellikle 90’ların başından 2015’e kadar Türkiye’nin bir neslinin hayallerini çaldılar. Üniversite sınavını derece yaparak kazanan, parlak bir akademik hayatı olan pek çok genç yazılı sınavı kazandıkları halde kurum mülakatlarında anlaşılmaz bir şekilde başarısız sayıldılar. Hemen herkesin ailesinde veya arkadaş çevresinde bunun canlı örnekleri vardır. Ancak bu kişiler gerçekten zeki ve analitik düşünebilen parlak gençler olduklarından kendi alanlarında bir kariyer yapamasalarda sonraki hayatlarında yine başarılı oldular. Yani genel itibariyle kaybetmemiş oldular. Sadece birşeylere ulaşmaları daha geç oldu.
Aslında Şimdi de durum pek farklı değil. Akıllı insan başkalarının hatalarından ders çıkarabilenlerdir. Ne diyeyim!