çin felsefesini öncelikle uyum düşüncesinden hareket eder. uyum derken kasıt, doğada, insan bedeninde ve ahlakta altın orta'nın bulunmasıdır. nerede uyumsuzluk varsa orada mutsuzluk vardır, bu yüzden ideal olan, şeylerin bir harmoni içinde birarada bulunmasıdır derler. bunu sağlamanın yolu da '' ya şu ya da bu'' gibi seçim yaptırıcı bir önerme yerine ''hem bu hem şu'' gibi karşıtları beraber kabul eden, ancak karşıtların birbirini dengeleyeceğini savunan bir görüşün yeğlenmesidir.
azla yetinip, ölçülü olmak, iç barış ve huzuru getirecektir, diyorlar.
bilmek uğruna bilmek, salt bilgiye ulaşmak çin felsefesinde çok önemli olmamıştır. bilginin amacı tıpkı sokrates'te olduğu gibi, ahlaka hizmet etmektir.
bunun dışında bir siyaset felsefesi olarak çin düşüncesinde ise, kişi tek başına değil, ailesi, toplumu ve devletiyle uyum içinde olan bir organizmadır. davranışlarının uyumu, ailesine oradan da topluma yayılacağından, dengeyi bulmuş kişi, iyi bir yurttaştır da aynı zamanda.