Ne yapacağını bilemediği bir andı. O gölge görüntüsü ile göz göze gelmişti. Başka da hiçbir tarafı görünmüyordu sadece keskin bakışlı gözlerini görebiliyordu. Bu bakışma anlarında içinde tuhaf bir yavaş yavaş yükselmeye başlamıştı. Ruhunun her yerini saran bir his. Ürpertinin sonrasında oluşan korku hissi değildi daha farklı bir şeydi bu. Bir gücün varlığını hissediyordu. Ve bu hissin varlığı zirveye ulaştığında bakıştığı o gölgenin bakışlarında korku ile bir anda kaçtığını gördü.
Yavaş yavaş tekrar sakinleşmeye başlamıştı o gördüğü şey kaçtıktan sonra. Fakat aşırı yorgun hissetmişti kendini bir anda yine de karavanın çevresine bakabilmeye gücü yetti. Bir şey olmadığından emin olunca yine karavanın önüne gidip oturdu. Sabah olmasına gün doğumuna çok zaman kalmamıştı. Gözlerini zor açık tutuyordu ama kızlar uyanana kadar dayanmak istiyordu. Fakat gücü buna yetmedi bir süre sonra uykuya daldı.
Uyandığında ise kızlar çoktan uyanmış ve gölün tadına varıyordu bile. Dişi kurt da yanlarındaydı. Özgür esneyip gerinerek kendine gelmeye çalışırken elif ve Lara onun uyandığını görüp, daha uyanmasaydın uykucu diye takılıyorlardı. Ama ikisi de biliyordu ki gece boyu uyumamıştı özgür. O yüzden Özgür uyurken çoktan kahvaltı hazırlamışlardı ve öncesinde göle girmişlerdi. Özgür kahvaltıyi karavana girdiğinde görmüştü ve karavandan çıkıp ben uyurken hiç boş durmamışsınız harikasınız valla diyordu.
Kızlar da gölden çıkıp geldiğinde kahvaltıya oturdular. Bir ağacın gölün yanında gecenin aksine ormanın içinden gelen tatlı seslerle kahvaltılarını yapıyorlardı. Fakat Özgürde olan durgunluğun da farkındalardı. Özgür her ne kadar uykusuzluktan diye geçiştirse de kızlar bir şey olduğunu anlamıştı. Yine de yemiş gibi yapıp, elif Özgür'e o zaman bugün karavanın anahtarı ben de sen arkada dinlenmeye geçiyorsun dedi Özgür ağzını açmaya daha fırsat bulamadan Lara da eşlik ederek itiraz istemiyoruz dediler. Özgür bu güç karşısında geriye çekilmiş bir halde göründü. Lara ve elif bu görüntü karşısında gülmeden duramadılar tabi.
Lara ve Elif hem kahvaltıyı toplayıp hem de karavanı yolculuğa hazırlarken Özgür de gitmeden gölün tadına çıkarıyordu. Suya girmek biraz iyi gelmişti ona da ama aklında hala gece vardı. O gördüğü şeyin dışında gece o hissettiği güç neydi o takılmıştı aklına. Tadını daha fazla kaçırmadan aklındaki bu düşünceleri dağıttı sonrasında.
Elif ve Lara'nın keyfi yerindeydi. Akılları gece yaptıkları dansta ve o an hissettiklerindeydi. Büyülü bir an gibi gelmişti ikisine de ve gecenin sonundaki o uyku ise fazlasıyla tatmin edici bir his sunmuştu ikisine. Karavanın içinde de rahat durmuyorlardı. Her fırsatta ufak dokunuşlar, şaplaklar ve bakışmalar yaşanıyordu. En son tam yakınlaştıkları anda ise Özgür'ün sesini duydular ve elif Lara'ya istersen kapıyı kapatıp karavanla kaçalım Özgür'ü bırakalım dedi gülerek, Lara da fena fikir değil aslında dedi. Elif'in şaşırdığını görünce şapşal dedi gülerek ve bir öpücük kondurdu. Özgür içeri girdiğinde de Lara ne zaman gidiyoruz dedi Özgür' e elif ise nereye dedi, özgür ve Lara, sana sürpriz dedi. Elif her ne kadar ısrar etse arada şiddet uygulasa da neresi olduğunu öğrenemedi.
Özgür, şimdi çıkalım bir şey kalmadı dışarıda, her şeyi aldık, dişi kurt da burada, karavanda da her şey yerleri yerinde dedi. Elif o zaman sen arkaya anahtarlar ise bana dedi. Atlatmaya çalışma dedi Özgür'e. Özgür de anahtarları vermek zorunda kaldı ve arka tarafa geçti elif ve Lara ise önde yan yana oturdu. Elif bir yandan da heyecanlıydı ilk defa karavan kullanacaktı çünkü. Lara'ya dönüp gülümsedi ve içinden çok heyecanlı olacak dedi...