Yusuf; trabzonspor aşkım benim, canım benim, seni çok seviyorum, bebeğim derken takla atması kendisini tüm spor kamuoyunda antipatik duruma düşürmüştür ancak bu transferin vurucu yanı kesinlikle bu değildir.
Trabzonspor'un -33-(otuz üç) yaşındaki bu oyuncu için ödeyeceği 600-900 bin ytl ve vereceği biri kiralık * diğeri bonservisiyle * iki oyuncu bile camiada çatlak seslerin çıkmasına yetmişti. Bu yaşta bir oyuncu için bu kadar bedel fazla değil miydi?
Ancak ilk yarıda görülen bitirici pas eksikliği böyle bir transferi gerekli kılmış ve ersun yanal da yusuf un alınmasına onay verdiği için fedakarlık yapılıp bu yüksek bedele razı olunmuştu.
Ama olmadı. Şimdi trabzonsporluların bu transferde yedikleri çalıma üzüldüğünü düşünebilirsiniz ama kesinlikle öyle değil. Ortada bir çalım varsa onu beşiktaş kendi kendine atmıştır. Hem de telefon kulübesinde kendini çalım manyağı yapmıştır. Allah aşkına bir gram aklı olan hangi yönetim 33 yaşındaki bir futbolcuya eğer ki adı zidane filan değilse 1 trilyon para + değeri 500 bin tl civarı olan bir defans oyuncusu + geleceğin en önemli sol kanat oyuncularından birini verir.
Açık söylüyorum bu yönetimin akli dengesindeki bozukluk vardır. Salaktırlar, ahmaktırlar. Yusuf takıma süper uyum sağlasa ve çok yararlı olsa dahi verilenleri görünce bu transferin akılsız bireyer tarafından gerçekleştirildiğini anlamak zor değil. Dünyada bu transferi mantık çerçevesinde yapabilecek tek takım man. city iken sayın demirören kendisini ne sanıyor anlamış değilim. çok güldüm demek isterdim ama vallahi üzüldüm yazık emeklerinize*.
