Gam günü etme dil-i bîmârdan tîğin diriğ
Hayrdır vermek karangû gîcede bîmâre su
Sade Türkçesi: "Üzüntülü günde kılıcını hasta gönülden esirgeme çünkü karanlık gecede hastaya su vermek hayırlı bir iştir. "
açıklama: Hastalıklıyken kılıç arzulamıştır. Buradaki kılıç bakıştır. Sevgilinin bakışını göremediği için gönlü hastadır. Sevgili ile sürekli göz göze gelmek ister, eğer böyle olmazsa hasta olur. Gece doğal olarak karanlıktır. Hasta olduğumuz zaman gece daha uzun gelir. Bir de bu hastalığın üzerine aşk eklenince hararet aşığı kavurur. Ateşli hastaya su verince iyilik yapılmış olur. Bakışın sahibi Hz. Muhammed’dir. Onun aşkı ile hasta olmuştur. Derdinin devası ise mahşerde bakışa nail olmaktır.
iste peykânın gönül hecrinde şevkım sâkin et
Sûsuzam bir kez bu sahrâda menimçün âre su
Sade Türkçesi: "Sevgilinin ayrılığında peykanı (okun ucundaki demir) iste aşkımı teskin et, susamış bu çölde bir gez, bir dolaş benim için su ara."
açıklama: Kirpikler gönüle saplanır. Sevgilinin ayrılığında gönül yerinden çıksın sevgiliyi bulsun anlamı var. Ayrık da bir şevk vardır. Onu teskin etmek için kalbin yerinden çıkması gerekir. Arama işi yine ilahi aşktır.
Men lebin müştâkıyem zühhâd kevser tâlibi
Nitekim meste mey içmek hoş gelür hüşyâre su
Sade Türkçesi: "Ben dudağını arzulayanım. Zahidler ise Kevser suyunu isterler.Nasıl ki sarhoşa şarap içmek hoş gelir, ayık olana da su."
açıklama: Aşığın sevgiliyi görmesi mümkün değildir. Peki neden dudağı arzulamıştır? Buradaki dudak tasavvuftaki vahdettir. Vahdeti arzuladığı görülür. Hz. Muhammed mahşerde kıyamet koptuğunda hitap edecek. Kendi ümmetini sancağı altına alacak. Cennette de Allah "Kulum" diye hitap edecek. Bu da dudaktan çıkacaktır. Bunu duyamayanlar cennete giremezler. Rindler ve zahidler divan şiirinde çekişme halindedirler. Rindler samimi aşık olduklarını iddia ederler. Zahidler akılla, rindler gönülle hakkı bulduklarını iddia ederler. Rindler zahidlere cennetteki hediyeler verilmeseydi ibadet etmezlerdi derler.
Ravza-i kûyına her dem durmayub eyler güzâr
Âşık olmuş gâliba ol serv-i hoş reftâre su
Sade Türkçesi: "Su her zaman hoş yürüyüşlü servinin mahalindeki bahçeye akar. Galiba O'na âşık olmuş"
açıklama: Maddi aşk tarafından bakarsak sevgili " servi " mazmunu ile anılır. Servi sevgilinin boyunu anlatır. Servi ağacı düzgün ve uzun boylu oluşuyla benzerlik kurulur. Su böyle bir sevgiye âşık olmuştur. Servilerin de daha önceden bahçeyi süsleyen bir unsur oluşu nedeniyle sevgili mahalin de yer alır. Durmadan bir akışı simgeliyor. ilahi aşktan bahsedilirse servi peygamberimizdir. Su ise Fırat nehrini temsil eder. Fuzuli Dicle ve Fırat 'ın akışına bir mana kazandırmak istemiştir. Ravza-i Mutahhara bize göre güneydedir o yüzden o yöne akarlar. Boşuna o yöne akmazlar. Hz. Muhammed'e doğru akarlar. Peygamber aşkını burada göstermek istemiştir. Tasavvufi düşünceye göre her unsur mutlaka yaratıcının varlığını ispat etmek için vardır. Bir de Hac ibadeti olarak düşünülürse Hacıların Kâbe'yi ziyaret etmesi su gibi akmaya benzetilmiştir.
Sû yolun ol kûydan toprağ olub dutsam gerek
Çün rakîbimdir dahi ol kûya koyman vare su
Sade Türkçesi: "Toprak olup, suyun yolunu o bölgeye ulaşmasına engel olmalıyım. Çünkü su rakibimdir, o bölgeye varmasın."
Açıklama: Üst beyitte su aşık olarak algılanmıştır. Bu beyitte rakip olarak görülmüştür. Aşk ortaklığı kabul etmez. Su aynı şahsa aşık olmak nedeniyle rakip oldu. Bu yüzden suyu engellemek ister. Sevdiğini paylaşmamak istememesi doğal bir durumdur. Toprak olmaktan kasıt ölmektir. Toprak olmayı göze olmak ve bu şekilde onun yolunu engelleyecek kadar gözü kara olmak, aşktaki samimiyeti gösterir. Ölümü göze olarak aşka olan samimiyetini gösterir. Ölüm bir ibadettir. Aşk yolunda ölen aşkın şehidi olur. Rekabet uğruna sevgiliyi paylaşmaktansa ölmek daha iyidir düşüncesi vardır.
Dest bûsı ârzûsuyla ölürsem dôstlar
Kûze eylen toprağın sunun anınla yâre su
Sade Türkçesi: "Şâyet ben sevgilinin elini öpmek arzusuyla ölecek olursam. Toprağımdan bir desti(kâse) yapıp, onunla yâre su sunun."
açıklama: Aşığın ömür boyunca istediği sevgiliye kavuşmaktır. Sevgiliye kavuşmadan ölürsem diye dostlarına vasiyet bırakmıştır. Kabrinin toprağından testi yapıp su vermesini istiyor. Samimi aşk da aşk ölünce de bitmez. Bu aşk maddi bir aşk değildir. Amaç ölmektir. Cennette Allahın cemalini görme mertebesi vardır. Amaç budur, Ölünce de aşkın devam edeceğini düşünürler. Bu vasiyeti yerine geldiğinde, sevgili su içerken önce eline sonra dudağına değecektir. Dudak tasavvufta vahdet demektir. Vahdete ulaşmak kastedilmiştir.
Serv serkeşlik ider kumrı niyâzından meğer
Dâmenin duta ayağına düşe yalvâre su
Sade Türkçesi: "Servi meğer kumrunun yalvarmasına karşın dik başlılık eder. Su, ayağına düşüp, eteğini tutup yalvarsın."
açıklama: divan edebiyatında servi ile kumrunun aşkı çok büyüktür. servi yapısı gereğiyle uzun bir ağaçtır ve dalları dik ve incedir. Burada kumru ona deliler gibi aşıktır fakat servi kumruyu görmez bile. Kumru suya yalvarır ve yardım ister, su da servinin ayaklarına gelir küçük bi gölet oluşturur. Kumru eğer birgün servi suya bakarda yansımasından kendisinide görür diye hep servinin etrafındadır. Burada servi Allah, kumru kul, su ise hz.Muhammed'tir.
içmek ister bülbülün kanın meğer bu reng ile
Gül budağının mizâcına gire kurtâra su
Sade Türkçesi :"Su, gül budağının mizâcına girerek, gülün, bülbülün kanını hîle ile içmesine mâni' olur ve bülbülü, gülün elinden kurtarır."
açıklama: gül ile bülbül birbirine aşıktırlar. Gül daha kırmızı olmak için bülbülün kanını ister. Bir seher vakti daha gül açmamışken bülbül gülün yanına gider. Su bülbülün kanını emeceğini bildiğinden gülü kurtarır ve kan rengine girerek gülün budağından içeri girer.*