konservatuvarda okuyan tipler

entry8 galeri
    7.
  1. sanat gibi yaratıcılığın ön planda olduğu, seçtiğin branşta yaratıcılığın ile birlikte enstrüman disiplinini harmanlayabileceğin, ham olarak geldiğin bir eğitim kurumunda 10-20 besteci araSIna sıkıştırılan bireyler yetiştirildiğini düşündüğümden dolayı enstrüman eğitimimi "sahne sanatları" adı altında yıldız teknik üniversitesinde aldım.

    bu benim seçimimdi ve en doğrusunu yaptıgımı dusunuyorum.

    "piyasa" tabir edilen işlerde, gelir etmek isteyen bir sürü konservatuvar öğrencisi ile birlikte çaldım. ortak noktaları her birinin "mekanik" gibi olaya bakmasıydı.

    "partisyonları alabilir miyim?"
    "notaları provadan önce gönderir misiniz?"

    gibi hazıra alışmış genç dimağlarla çokca aynı sahneyi paylaştım. başarısız diyemeyeceğim ancak birçoğu sadece " doğruyu" yapmak üzerine endekslemiş kendini.

    müzik, eğer bir toplulukla sahneleniyorsa biraz "akışkanlığa" ihtiyacın vardır. bu da "özgür, yaratıcı" beyinden geçer. anlık reaksiyon vermek zorundasındır, çünkü konserleri güzel yapan şey bir şablonun üzerine "serbest" kaldığın bölümlerde gitaristin ya da bassist' in verdiği reflekse ani bir reaksiyon verdiğinde o iş güzelleşir ve ortaya bir yaratım çıkar.

    bunun yanında elbetteki konservatuvar mezunu dünya çapında yetiştirdiğimiz müzisyenlerde mevcut, onları ayrı bir noktaya koyarsak her sene mezun olan binlerce "konservatuvar okuyan tip" ne b.k yemektedir gerçekten bir fikrim yok.
    0 ...