birgün bu iktidar değişecek mi, değişecek. o noktadan sonra mesele yeni iktidarın ne kadar radikal olabileceğidir; sağ veya sol olması, şu ya da bu ideolojiden olması hiç önemli değil. bugünün chp'si ya da iyi parti'si gibi görece ılımlı, daha doğrusu 'aman tadımız kaçmasın ali rıza bey' tadında oluşumlar gelirse a.k. partililerinin korkacağı bir durum yok, en fazla attan inip eşeğe binmiş olurlar.
peki ya yeni iktidar hem radikal hem de paraya sıkışmış olursa? işte o zaman paralı bir günah keçisi bulup atına eşeğine bakmadan çökecekler mallarına. vaktinde rumların ve ermenilerin, son zamanlarda da muhaliflerin ve fetö damgası yiyenlerin başına gelmiş olan bir memleket geleneğinin devam etmesi yani. ses çıkaramasınlar diye de sürecekler bir yerlere. bir avuç ensesi kalın dışında kalan büyük çoğunluğu da avrupa ülkeleri almayacağına göre istikamet suriye, ırak ve afganistan.
"olmaz öyle şey ya" diyenler şunu bir düşünsün: kim engel olacak? sessiz kaldınız gibi...
"gençliğimi yediler" diye a.k. partisi'ne oy verdiklerini bildiği kendi ana babasını bile ortadoğu otobüslerine bindirebilecek kadar bilenmiş bir kitle var, kime ne anlatabilirsiniz acaba?
"chp gelirse başörtüsü yasaklanır" diye şiir okuyanlar chp ya da benzeri birileri gelmezse o zaman ne olur, esas bunu hesaplasalar daha iyi olur. zaten belki de bunu kestirebildikleri için tayyör'ü kaybetmemek adına neredeyse kendi akıllarını kaybedecek haldeler. "chp'ye oy verelim diye korku veriyor" diyen tilkilere de ayrıca hatırlatmakta fayda var: kimin iktidara gelip kimin gelmeyeceğine vatandaşlar karar vermez, boşuna kendinize olmayan bir önem atfetmeyin. mutfakta ne pişirilecekse bahtımız o...