dikine değil yanlamasına kestiğin elmanın içindeki kusursuz yıldızı bana gösterdiğinde seni severdim;öğle vakti yazı masamın üzerinde oraya kadar nasıl geldiğini anlayamadığım bir tel saçını gördüğümde ve birlikte çıktığımız bir yolculukta , tıkış tıkış belediye otobüsünün tutunma demirlerine sarılan öbür eller arasında yanyana duran ellerimizin birbirine ne kadar az benzediğini kederle gördüğümde,seni kendi gövdemi tanır gibi , beni terk eden ruhumu arar gibi ,birbaşka kişi olduğumu acı ve sevinçle anlar gibi severdim,severdim seni;nereye gittiğini bilmediğimiz bir trene bakarken yüzünde beliren esrarlı ifadeyi ve kederli bakışının tıpatıp aynısını,bir akşamüstü sürülerle kargaların çığlıklar atarak çılgın gibi uçuştuğu bir saatte,elektrikler birden kesildiğinde evimizin karanlığı ile dışarısının aydınlığı yavaş yavaş yer değiştirirken gene esrarlı ve hüzünlü yüzünde ben gördüğümde kapıldığım o çaresizlik acı ve kıskançlıkla severdim seni.
alıntıdır.