miladın başlarına kadar tanrının evi sayılan ibadethanelerde rahibeler ikiye ayrılırdı. birincisi halka hizmet eden, kutsayan, baş rahiplere yardımda bulunan ve hayatı boyunca hiç cinsellik yaşamayacak ve evlenmeyecek olan rahibelerdi.
diğeri ise mabed fahişesi olarak bilinen, halka bedenini sunan rahibelerdi. bu rahibeler hiçbir şekilde hakir görülmeyen, aksine halk arasında çok fazla saygı duyulan kişilerdi. mabed fahişelerine diğer rahibelere verilmeyen bir hak olan (o zamanlarda başörtüsü bir elitlik göstergesiydi) örtünme hakkı verilmişti. çünkü bu rahibeler yapabilecekleri en büyük fedakarlığı yapıp bedenlerini tanrıya adamıştı. ücretsiz bir şekilde tapınağa gelen, evli olmayan, evlenme hakkı olmayan papazlarla, savaş gazilerine, eş bulamayanlara bedenlerini sunuyorlardı. bu kadınlar cinsel ilişkiye girseler bile bakire sayılıyorlardı.