Hep aynı kıskanç kafa: ben mühendisim, ben şöyleyim, ben böyleyim; o kadar almıyorum, onlar da almasın...
Bu kafa yapısını değiştirmedikçe bir şeyler düzelmez. Çalışan ve emek veren her insan, esasında emeğini alın terini pazarlıyor ve hakkı olanı istiyor. Çöpçü ya da tuvalet temizleyen birisini görünce bi' tanrı selamını, güleryüzü esirgeyen karaktersizler, çalıştığı işyeri patronu ve müdürünü görünce iki büklüm olurlar. Bu omurgasızlık değil ham insan olduğunu gösterir. 6500 TL. Beş lt. Yağın 70-80 TL. Olduğu ülkede az bile. Sorun diğer ücretlerin düşük olması; yoksa ben yemiyor isem o da yemesin, "avrunun dibini zıkkımın kökünü yesin" dediğim karaktersizler benim de var. En başta isimlerini versem; Silivri'nin yolları taştan, sen çıkardın beni... isimli nihavend makamındaki eseri söylemem gerekir :-)
Çalışıp didinen insan kazansın tabi. Şimdi benim işyerime yeni biri alsalar ve benden fazla ücret verseler; buna en çok ben memnun olurum: bir söz demeye ve daha iyisini talep etmeye yüzüm olur. Torpilci taifeyi ve iş yapmadan deli paralar kazanıp, dünyanın sefasını süren, bir halt bilmeden sırf partizanlık ile o işe yerleşen ve "nasılsa ben tütü kurtardım, kim nö'rürse nö'örsün!" Diyenler bu söylediklerime dahil değildir. isterse harvard mezunu olup ok atsın, ister "bir Ali'nin dombili oğlu olup zar atsın... Neyse! Silivri'yi hiç sevmem. Silivri kötü, kollayayım en iyisi ben sütü; dökülmesin :-)