Tekrar arabaya bindik. Hepimiz de minik bir gerginlik vardı.
Ama cesur bir erkek olarak, kızları sakinleştirmek benim görevimdi.
müziği açtım ve: buranın havası bozuldu biraz.
Trilye'ye gidiyoruz kızlar... Dedim.
Zeynep:
+ bu yol trilye'ye gitmiyor ki!
Ben:
- maşallah her yolu da biliyorsun Zeynep hanım. Çok gittiniz galiba?
+ yaa eski sevgilimle gitmiştik.
- şu arkamızdakiler de sizin sevgilileriniz sanırım? Mahalleden ayrıldığımızdan beri peşimizdeler.
Bu esnada kızların hepsi arkaya dönüp baktı.
Bende sokak arasına ani şekilde bir manevrayla girip, bir sitenin otoparkına daldım. Farları kapattım. Bizi takip eden araç geçince hemen çıktım oradan. Ve trilye yoluna doğru sürmeye başladım.
Bu aksiyondan sonra Büşra:
+ vaayyyy güzel hareket.
- daha görecekleriniz yeni başlıyor.
Evet Zeynep hanım, sizde şu olayı bir anlatın bakalım...